M. Said Arvas

Hased günahında hiçbir lezzet yoktur. Diğer günahlarda geçici, aldatıcı lezzet olabilir. Zehirli bal gibi, ama bunda hiçbir tat yoktur!..

Bir insan Kelime-i şehâdetle son nefesini verebilmiş ise Rabbimizin en büyük nimetine kavuşmuş demektir.

Üzüntülerimizin azalması için, en büyük ilaç, kadere iman etmektir. Biz Rabbimizden razı olursak o da bizden razı olur...

Kızmak, bağırmak, çağırmak ruha zarar verdiği gibi bedene de zarar verir. Bunun için dinimiz dünyalık için kızmamayı emretmiştir.

Yüce Rabbimizin, üzerimizdeki nimetlerini saymakla bitiremeyiz... En büyük nimet, bir insanın son nefesini imanla verebilmesidir.

Çok meşhur atasözüdür: "Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim." Bu söz bizlere arkadaşın önemini ne güzel anlatıyor.

Değeri ölçülemeyen bir aydan ayrıldık. Bir daha kavuşabilir miyiz, kavuşamaz mıyız belli değildir...

Kadir gecesi bize mahsustur. Sadece Ümmet-i Muhammed'e! Diğer ümmetlerin böyle bir gecesi yoktu...

Dua her zaman yapılır, fakat böyle gün ve gecelerdeki dualar daha kıymetlidir. Seher vakti yapılan dualar makbuldür.

Sabretmek sadece insanlara mahsustur. Melekler sabretmezler, çünkü onlar yemez, içmez ve hasta olmazlar. Hayvanlarda da sabır söz konusu değildir.

Ramazan ayı, manevi ticaret mevsimidir. Mevsiminde yapılan ticaretin kârı bir başkadır; daha çok kazandırır...

Ölüm, her insan için mukadderdir. Ölümden kaçmak, ondan kurtulmak bugüne kadar hiç kimseye nasip olmamıştır.

Kur'ân-ı kerim Berât gecesi, Levh-i mahfuza indirilmiştir. Berât gecesine Peygamberimiz çok değer verir ve ibadet ederlerdi.

Ömür bitmemiş, ecel gelmemişse doktorlar başarılıdır; ilâçlar faydalıdır. Aksi hâlde doktor ne yapacağını şaşırır!..

Mirâc vaki olduktan sonra Sevgili Peygamberimiz aleyhisselam ilk olarak amcası Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'ye anlattılar.

Sevgili Peygamberimiz kâinatı şereflendirmeden önce insanlar bilhassa Arap yarımadasındakiler putlara tapıyorlardı!..

Müslümanlar, dinlerine ne kadar değer vermişlerse, dünya işlerinde o kadar başarılı olmuş, ilerleme kaydetmişlerdir.

Birçoğumuz artık kandillerin, üç ayların farkında bile değiliz. Bu da bizim için telâfisi mümkün olmayan büyük bir kayıptır!

Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Ya Rabbi! Receb ve şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi ramazan ayına kavuştur."