M. Said Arvas

Kavuştuğumuz bunca nimetlere şükrediyor muyuz? İtiraf edelim ki hayır. Rabbimiz de; "şükreden kullarım azdır" buyuruyor.

Oruçta, sayılamayacak kadar çok faydalar vardır. Fakat biz orucu bu faydalar için değil, dinimizin emri olduğu için tutuyoruz.

Oruç ibadeti, yalnız bu ümmete değil, diğer ümmetlere de farz kılınmıştı. Fakat onların orucu başka günlerde ve başka aylarda idi.

Rabbimiz, dünya nimetlerini ve saadetini bize az görüyor. Ebedi saadete kavuşmamızı istiyor. Sonsuz saadete kavuşabilmemiz için bizlere davetiye çıkarıyor...

Berât gecesinde, bir sene içinde olacak işlerin, rızıkların, ecellerin, hastalıkların, zelzele ve buna benzer meydana gelecek şeylerin, listesi meleklere bildirilir...

İslamın binası yeni kuruluyordu. İlk müminler de bu binanın temel taşları idiler. Çürük taşların temelde olması binayı zayıflatırdı. Evet, temel sağlam atılmıştı...

"Ya Rabbi! Bunlar bilmiyorlar, bilselerdi böyle yapmazlardı. Belki ileride bu inatlarından vazgeçer ve imanla şereflenirler..."

"Namaz kılmayı cennete girmeye tercih ederim. Çünkü, namaz kılmamı Rabbim istiyor. Cennete girmeyi ise nefsim istiyor. Rabbimin istediğini nefsimin istediğine tercih ederim."

En büyük lezzet din-i mübini İslâm'a, Ehl-i sünnet itikadına hizmet etmek. Bunu orada anlayacağız ancak...

Rahmet, bereket, mağfiret ve fazilet mevsimi yine geldi hamdolsun. Müminlerin gönülleri gibi gecelerini de aydınlatan kandillerin dört tanesi bu aylar içindedir...

Her Müslümanın yapması gereken şey, kendi aklını devreye sokmadan, hakiki İslâm âlimlerinin bildiklerine tabi olmaktır...

Allahü teala insanlara akıl verdi ancak aklımızın kafi gelmediğini bildiği için, bize acıyarak Peygamberler gönderdi. Kitaplar indirdi. En doğru olanını öğretti...

Allah korusun, imansız olarak ölen kişi, yaptığı hiçbir ibadetin, hiçbir iyiliğin karşılığını göremez, sonsuz olarak Cehennemde yanacaktır.

Bizi iki cihan saadetine kavuşturmak için gönderilen Peygamberlere iman etmeyen, karşı çıkan, onlara ezâ ve cefâ çektirenlerin çoğu, kibirlendikleri için bunu yaptılar...

"Ne kadar yaşarsan yaşa, bir gün öleceksin. Kimi seversen sev bir gün ayrılacaksın. Ne yaparsan yap (ister iyi, ister kötü) karşılığını göreceksin."

Dünya bir imtihan salonudur. Hepimiz imtihandayız, imtihan sona erince salon terk edilir. Bizim de imtihanımız biter bitmez buradan ayrılacağız.

Melek insana iyi düşünceler ilhâm eder. Şeytân da, insanın kalbine kötü düşünceler, vesveseler getirir. Helâl yiyen kimse, ilhâm ile vesveseyi birbirinden ayırır.

Ebedî âlemde huzurlu bir hayat yaşayabilmek için manevi tabiplerin reçeteleri vardır, O da; Rabbimize iman ve itaat etmek, haramlardan sakınmak ve insanlara iyilik yapmaktır.

Hristiyanlar gibi Noel kutlayan kimsenin varlığına şaşıyoruz!.. Kendi inançlarının gerektirdiklerini bırakan bir topluluk kendisine olan güvenini kaybeder.

Çok meşhur atasözüdür: "Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim." Bu söz bizlere arkadaşın önemini ne güzel anlatıyor...