M. Said Arvas

Ramazan ayı, manevi ticaret mevsimidir. Mevsiminde yapılan ticaretin kârı bir başkadır; daha çok kazandırır. Hasat zamanında mahsul almazsanız, daha sonra alacağınızdan iyi bir netice elde edemezsiniz...

Hazreti Ali buyuruyor ki: "Hayırlı arkadaş edinin, çünkü onlar hem dünyada hem de ahirette işinize yarar ve size yardımcı olur. Garip insan, arkadaşı olmayan insandır."

Ana-baba çocuğunu takip etmelidir. Kimlerle arkadaşlık kuruyor, nerelere gidip geliyor, hal ve hareketleri nasıldır... Bunlar ihmale gelmez...

Peygamber efendimiz Berât Gecesine çok değer verir ve ibadet ederlerdi. Buyurdu ki: "Berât Kan-dili gecesini ihya ediniz, bir sonraki günü de oruçlu geçiriniz..."

Resul-i Ekrem efendimizin, Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya kadar gitmesine "İsra" denir. Mescid-i Aksa'dan semaya çıkmasına da "Mi'rac" adı verilir...

Receb ayının 27. gecesi, 19 Temmuzu 20'ye bağlayan gece mübarek Mirâc Kandili gecesidir. Resulullahın göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gecedir...

"İnsanlar, dünya işleri ile meşgul olurlarken, siz ahiret işleri ile meşgul olunuz! Gayeniz dünya olmasın! Gayesi dünya olanların ibadetleri çok olsa da sevabı azdır..."

İnsanlar dört sıfat üzere yaratılmıştır: 1- Hayvanlara mahsus sıfatlar. 2- Yırtıcı hayvanlara ait sıfatlar. 3- Meleklerin sıfatları. 4- Şeytânların sıfatları...

Receb ayına girince Sevgili Peygamberimiz aleyhisselâm şöyle dua ederlerdi; "Ya Rabbi! Receb ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına kavuştur."

Hayırlı evlâda sahip olabilmek için, baba ve anne haram lokmalardan sakınmalı, annesi çocuğuna helâl süt emzirmelidir. Haramdan meydana gelmiş bir bedenden hayır beklemek abes olur.

Bir kimsenin anne ve babası zalim olsalar dahi onlara karşı gelmek, onlara sert konuşmak uygun değildir. Çeşitli vesilelerle, onların ellerini öpüp dualarını almalıyız...

Dinimizin emrettiği ve teşvik ettiği yardımlaşmayı unuttuğumuz için yapayalnız kaldık. Hayvanlar bile kendi cinsinden olup da yardıma muhtaç olana yardım ederler...

İnsan, kendi zekâsını, yüksek idrakini, akıl ve mantığı, her zaman kendi yararına kullanmaktadır. Yeryüzünde insan için en büyük tehlike kaynağı yine insandır...

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kıyamet günü amellerin tartılacağı terazinin hayır kefesinde güzel ahlâk kadar ağırlığı olan başka amel yoktur.)

"Tarihçilere soralım, insanlık tarihinde böyle bir olayla karşılaşmışlar mı? Bu derece cihat aşkı ile dolu, hayatı küçümsemeyi, bu kadar cesur olarak ölüme koşmayı hangi tarih kitabında okudular!.."

Babası Edhem ömrünü padişâh olarak bitirdi, kimse tanımaz. Oğlu İbrahim derviş olarak yaşadı ve vefât etti, bütün Müslümanlar tanır ve şefâatini dilerler...

Bizim için sebepler önemlidir, ama Rabbimiz her şeye kadirdir. Dilerse sebepsiz de yaratır. Sebeplerden verdiği gücü alabilir!..

Bir adam Süfyan-ı Sevri'ye sorar; cemaatle kılınan namazın hangi safında durmak daha sevaptır. Ona şöyle cevap verir; Sen yediğin lokmana dikkat et, helalinden olsun, hangi safta durursan dur fark etmez.

Yaratılış gayemiz, Rabbimizi tanımak, O'na ibadet etmek içindir. Ölümü hatırlayan herkes kârlıdır; Nimet içinde ise şımarmaz. Kibirlenmez, sahip olduklarını emanet bilir.

Dünyada rahatlık beklemek seraptan su beklemeye benzer. Hayal kırıklığından başka insana bir şey vermez. Bir adam arkadaşına dua eder ve der ki; Allah sana dünyada hiç sıkıntı vermesin. O da sen benim ölümümü istiyorsun der. Dünyada yaşayıp da sıkıntı çekmemek hiç mümkün müdür?