Necmettin Batırel

Türkiye’nin incisi, göz bebeği, medâr-ı iftihârı Çanakkale Köprüsü dualarla hizmete girdi. 4 yılda tamamlanan, muhteşem proje 3,1 milyar avroya mal oldu.

Rusya ile Ukrayna arasında 20 günden beri devam eden silahlı savaş sona eriyor. Ara buluculuk yapan İsrail Başbakanı Bennett’in daha fazla sivil ölmesin teslim ol çağrısı üzerine Yahudi kökenli Zelenskiy kendisine sırtını dönen NATO’ya girmeyeceğiz, dedi.

​Rus ekonomisini temelinden yıkmayı amaçlayan tarihî yaptırımlar dünya finans sistemini felç edecek! Kredi kuruluşlarının notunu çöp seviyesine indirdiği Rusya temerrüde düştü Batılı bankalara olan 120 milyar dolar borcunu ödeyemez hâle geldi.

ABD'nin Rusya'nın petrol ihracatına ambargo (engelleme) kararı enerji ve emtia fiyatlarında rekor artışlara yol açtı. Ülkeler enflasyonun pençesinde, Avrupa’nın en büyük santralinin Rusların eline geçmesi sonrası yatırımcılar Üçüncü Dünya Savaşı başlıyor paniği ile kendilerini güvenli limana attı.

Ukrayna savaşı büyük acılara yol açtı. 44 milyonluk ülkede bugüne kadar 1 milyon insan göç etti. Bunlar varlıklı kişiler. Avrupa’ya iltica etmek için yüz binlerce kişi kuyrukta. Evini terk edenlerin yerine Rus vatandaşları yerleşecek.

​Rusya’ya karşı aşırı yaptırımların devreye girmesi Putin’i çıldırttı. Nükleer gücü alarm seviyesine çıkarma emri verdi. Ukrayna’ya asker göndermeme kararı alan NATO’nun en korktuğu şey başına geldi.

​Putin, 44 milyonluk Ukrayna’yı resmen işgal etti, dünya ülkeleri sadece bağırmakla yetindi. Aslında buna işgal denmez. Batı dünyası kendi elleriyle Ukrayna’yı Rusya’ya teslim etti “al bunu ye” dedi, o da bu ikramı geri çevirmedi... Rus ordusu elini kolunu sallaya sallaya Kiev’e girdi. Aynen 2003’te ABD'nin kimyasal silah üretiyor bahanesiyle Irak’a girdiği gibi...

​Türkiye’nin 1 numaralı sorunu hayat pahalılığı... Dünyada hızla artan emtia fiyatlarına bağlı olarak Avrupa ve Amerika’da enflasyon 40 yılın zirvesine ulaşınca bu ülkelerden yaptığımız ithal fiyatları da tavana çıktı.

Hükûmet yeni ekonomi programını devreye soktu. Amaç güçlü büyüme hızını sürdürmek. İhracattaki artışla cari işlemler dengesinin fazla vermesini sağlamak. Merkez Bankası bu hedefe ulaşmak için uzun vadeli yatırım kredilerini hayata geçiriyor. İhracat odaklı, istihdam sağlayan sektörlere selektif krediler hayata geçiriliyor...

​Hükûmet son 2 ayda tarihî kararları hayata geçirdi. 20 Aralık’ta kur korumalı hesabı açıkladı, döviz balonunu söndürdü. 12 Şubat’ta güçlü üretim, güçlü ihracat güçlü kalkınma hamlesini başlattı. Reel sektör, bankalar bayram etti. 14 Şubat’ta temel gıda ürünlerinde Katma Değer Vergisi %8’den %1’e indirildi. Enflasyonun beli kırıldı. Fiyatlar tersine döndü... Artık zam değil indirim dönemi başladı…

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı, “Türkiye 2001’den daha derin kriz yaşıyor” diyenlerin yalanlarını suratlarına çarptı. "Ekonomi tekrar canlanma hamlesine girdi. İlk 9 ayda yüzde 12'lik bir büyüme görüyoruz” dedi.

​Türkiye IMF’nin miras bıraktığı ve yıllarca sırtımızda kambur olan ithalata dayalı sistemden kurtuldu, ekonomik dengeler yerine oturdu. Kur belası sona erdi.

​Ocak ayında enflasyon, beklendiği gibi 19 yılın zirvesine çıktı. Ama üretici fiyatlarındaki aylık artış TÜFE’nin gerisinde kaldı. Bu tablo maliyet artışının hız kestiğini gösteriyor.

Milletin gerçek gündemi iş ve aş... Herkes kazanç peşinde. Kazanmadan harcanmıyor. Kazanmak için çalışmak gerekiyor. Çalışmak için istihdam kapısının açılması gerekiyor.

Merkez Bankası Başkanı yılın ilk enflasyon raporu sunumunda Türk lirası destekleyen yeni stratejiyi açıkladı. Öncelikli olarak dolar piyasalarda baskın para birimi olmaktan çıkarılacak.

Üretim, ihracat, yatırım ve istihdam artışını hedefleyen, sıcak para olarak adlandırılan yurt dışından kısa/orta vadeli portföy girişlerini büyük ölçüde dışlayan, yerli üretimin özendirilmesini esas alan ekonomik program başarıyla uygulanıyor.

Merkez Bankası beklendiği gibi yüksek enflasyon karşısında politika faizini %14’te sabit tuttu. Karar metnine Türk lirası öncelikleyen ifadesi eklendi. İlk çeyrek ifadesi kaldırıldı.

Türkiye bugüne kadar görülmemiş bir ekonomik modele geçti. 20 günde banka mevduatlarında müthiş bir artış yaşanıyor. Her gün 10 milyar lira artan TL korumalı hesap 140 milyar liraya dayandı.

Yerli yatırımcı ikna oldu, kur korumalı TL mevduat hesabına geçmeye başladı. Yılın ilk haftasında 2,8 milyar dolar sattılar. Bunun 1.6 milyar doları bireysel 1,2 milyar doları tüzel hesaplara ait. Dikkat edin hem vatandaş hem de şirketler birlikte TL’ye dönüyor. Bireysel hesaplar 145,5, tüzel hesaplar 89,9 milyar dolara geriledi. Ayrıca bankalardaki TL hesaplarını kur korumalı hesaba çevrilen tutar 120 milyar lirayı (9 milyar doları) aştı…

​Türk ekonomisi çağ atlıyor. Sanayide ithal ham maddeye bağlılık oranı hızla azalıyor. Kurda "ensen niye kalın?" demişler “Kendi işimi kendim görürüm” demiş...