Necmettin Batırel

Meğer gözümüzde çok büyütmüşüz.

Donald Trump’ın ABD başkanlığını kazanması, tüm hesapları bozdu.

Dolar aynen kanser virüsü gibi bütün ülkeyi tepeden tırnağa kapladı.

Küresel piyasalar 2017’ye büyük ümitlerle giriyor. Umarım gelen gideni aratmaz. 2016’da olağanüstü olaylar yaşadık dünya yeni sistem arıyor. Kapitalizm çöktü. Sosyalizm zaten toprak altında.. Yeni bir düzen aranıyor. Trump’ın ABD başkanlığına seçilmesi bu arayışın en belirgin örneği. İki büyük gelişme yaşanacak. Birincisi 20 Ocak’ta Beyaz Saray’da ABD başkanlığına resmen başlayacak olan Donald Trump’ın uygulayacağı kalkınma planı. İkincisi Türkiye’de anayasa referandumu ile Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesi...

Küresel borsalar 2016 yılını Obama’nın bıraktığı kötü mirasla tamamladı. ABD’de Donald Trump’ın başkanlığı kazanmasını bir türlü hazmedemeyen demokratlar resmen çıldırdı.

ABD'nin en büyük gücü, rezerv para sahibi olarak uluslararası piyasalara yön vermesi. Askerî ve politik gücü ikinci planda yer alıyor. Çok net söylüyorum. Amerikan doları rezerv para olmasaydı, ABD giriştiği hiçbir savaşı, düşük faizlerle borçlanmaya devam ederek finanse edemezdi. Peki Amerika niçin Orta Doğu ve diğer tüm enerji güzergâhlarıyla bu kadar ilgili? ABD petrol ve enerji piyasalarını kontrolü altında tutarak aslında doların uluslararası emtia ve petrol ticaretinde kullanılan ana para birimi konumunu korumak istiyor. Zira ne petrole ne de enerjiye ihtiyacı var. ABD'nin en açık ara önde olduğu alan parasının ve uluslararası finans sisteminin kontrolünü elinden bırakmaması. İşte bunun için uzaydaki binlerce uydusu vasıtasıyla dünya ülkelerinin gizli saklı ne varsa bilgi akışını sağlıyor, sonra da bunları koz olarak kullanıyor.. Çok defa da taşeron örgütleri yönlendiriyor. Bu ayrı bir konu ve oldukça uzun.. Asıl olaya gelelim...

Türkiye’nin en büyük problemi, ne enflasyon, ne döviz ne faiz..

Gündemde yine döviz var. Türk lirasının yabancı paralar karşısındaki seyri bazen merakla, bazen endişeyle çok defa da korkuyla izleniyor. Neden? Hemen anlatalım. Olayın siyasi boyutu var, terör boyutu var, ekonomik boyutu var

ABD merkez bankası yılın son toplantısında faizleri 25 baz puan arttırmakla kalmadı, yeni başkana hiç fark ettirmeden müthiş bir oyun oynadı!.. Kimse ya farkında değil. Ya da işine öyle geliyor.. Doların aşırı değer kazanmasını sağlayan planı devreye soktu, ABD ekonomisini kilitleyecek hareketin kıvılcımını yaktı. Avrupa düşük avro ile bayram ediyor. Piyasalar aysbergin görünen yüzünü satın almaya başladı, ama fena hâlde yanılıyorlar. Neden mi? Hemen anlatayım. FED üyeleri oy birliği ile 2017 için öngörülen faiz artış ihtimalini 2’den 3’e çıkardı. Ancak bu beklentiler, her üyenin kendi kişisel görüşüne göre oluştu. Yıl içinde çok rahat biçimde değişebilir. Zaten önemli bir kısmının görevi 2017'de sona eriyor. Sonuçta dolar dünya para birimleri karşısında şaha kalktı. Emtia fiyatları çakıldı. Böyle bir ortamda ABD ihracatını arttırabilir mi? Elbette ki hayır! Ama siz buna ihtiyacı yok diyorsunuz. Peki o zaman soruyu şöyle sorayım:

Dünyada dolar fırtınası bütün hızıyla devam ediyor. En büyük darbeyi gelişmekte olan ülkeler yiyor. Biz de bunların başında geliyoruz.

Hükûmet ekonomiye can suyu verecek yapısal reformları hayata geçirmek için düğmeye bastı.

İtalya’da tarihî referandum siyasi krize yol açtı.

Türkiye’yi 15 Temmuz’da yıkamayanlar, ekonomik darbe yapıyor.

Bugünlerde bankaların mevduat faizindeki kapışması dikkat çekiyor. Bu hareket bir ihtiyaçtan mı doğdu, yoksa tercihten mi? Özellikle yabancı bankaların mevduatın krediye dönüşüm oranını düşürmek için faiz rekabetine girdikleri görülüyor.

Merkez Bankası ne Cumhurbaşkanını dinledi, ne de Başbakanı. “Ben bağımsız bir kurumum” dedi faizi yukarı çekti.

Küresel borsalar Trump hasarını onarmaya çalışıyor.

Dolar rekor üstüne rekor kırıyor. Son iki haftada Türk Lirası karşısında %8 değer kazandı. Ama diğer gelişmekte olan ülke paralarına bakıyoruz, ciddi bir kayıpları yok.

Türk ekonomisini canlandırmak için büyük adım atılıyor.

Bugünkü konumuz dolar... Son 3 gün içinde baş döndüren bir şekilde yükseldi. Herkes tedirgin oldu. Ekim ayında 3.10 TL’den işlem görüyordu, bugün 3.25 TL’yi aştı.

Dünya nefesini tuttu, Amerika’ya odaklandı.. Kim başkan olacak? Clinton mu, Trump mı? Derken çok önemli bir gelişme yaşandı.