Osman Ünlü

İnsan ile hayvanlar arasında en büyük fark, insanın ruhudur. İnsanlarda ruh vardır. İnsanlık şerefi hep bu ruhtan gelmektedir.

Bir kimsede, bir şeyde, ülûhiyyet yani ilahlık sıfatlarından birisinin bulunduğuna inanmak, onu şerik yapmak olur.

Komşuya hürmet, onunla iyi geçinmektir. Onun aç olduğunu bilerek, kendisi tok yatmamaktır...

Küfre sebep olan bir şey söylenmedikçe ve yapılmadıkça Ehl-i kıbleye yani namaz kılanlara, imanı gitti denmez.

İnsanların ve cinnin hepsinin Peygamberi Muhammed aleyhisselam, bütün âlemlere Peygamber olarak gönderildi.

“Her mubah işte, hatta yemede, içmede, uyumada ve helaya girmekte bile iyi niyet etmeyi unutmamalıdır.”

Zaman ilerleyip, Asr-ı saadetten uzaklaşıldıkça, fikirler, reyler bozulmuş, dağılmış, bid'atler türemiştir...

Zulüm, günah, iyi niyetle işlenirse, yine günah olur. Böyle işleri yapmamak sevaptır.

Dinlerin hepsini kendinde toplamış olup, kıyamete kadar hiç değişmeyecek olan din, Muhammed aleyhisselam ile gönderilen İslam dinidir.

Kendinde kötü huy bulunan kimse, öncelikle bu kötü huya yakalanmanın sebebini araştırmalıdır...

İctihat, gücü, kuvveti yettiği kadar, zahmet çekerek, uğraşarak çalışmak demektir.

Mevdû'ât-ül-ulûmda deniyor ki: “Kur’an-ı kerimdeki bilgiler üç kısımdır. Birincisini, Allahü teâlâ hiçbir kuluna bildirmemiştir."

Halife hazret-i Ebû Bekir, ezber bilenleri toplayıp ve yazılı olanları getirtip bir heyete, bütün Kur’an-ı kerimi, kâğıt üzerine yazdırdı.

"Mahlukların yok olacaklarına inanmak, yoktan var edildiklerine inanmak gibi, imanın şartıdır."

“Abdest aldığını bilip, sonra bozulduğunda şüphe eden kimsenin, abdesti var kabul edilir."

"Akıl ve nefis dimağımızda, kalp göğsümüzün sol tarafındaki yüreğimizdedir. Bunlar, madde değildir, yer kaplamazlar."

Namazların vakitlerini ve ayrıca vaktin içinde kılmış olduğunu da bilmek lazımdır...

Bugün için, dünyanın her yerindeki Müslümanların, iman ve ilmihâl bilgilerini öğrenmesi çok kolaydır...

Hazret-i Ömer, Hristiyan kadının testisinden abdest aldı. Eshab-ı kiram, kâfirlerin verdiği suyu içerlerdi.

Fakir olanlar, uşurlarını iki imama göre hesap edip verir. Zenginler ise, İmam-ı a'zama göre vermelidir.