Osman Ünlü

Zalimin elini öpmek, karşısında eğilmek, günahtır. Adil olan kimsenin ise, caiz olur.

"Şeytana karşı bir fakih, bin âbidden, çok ibadet yapandan daha kuvvetlidir."

Müslümanın, bilmesi lazım olan şeyleri öğrenmesi farzdır. Bilmemesi büyük günahtır.

Gıybet, bir Müslümanın veya gayr-i müslimin gizli bir kusurunu, arkasından söylemektir.

“Hâşâ, zulmetmez kuluna hüdâsı, herkesin çektiği kendi cezası!”

“Beklenilen Mehdi, hazret-i Fâtıma'nın soyundan olacaktır. Mekke'de zuhur edecektir."

Kilisedeki küfür alametleri boşaltılırsa, namaz kılmak hiç mekruh olmaz...

Namaz kılması farz olan kimselerin, tilâvet secdesini işitince, secde yapmaları vacib olur.

Namazda düşünmek, farzı veya vacibi geciktirince, secde-i sehiv lazım olur.

Üzerinde Kâbe, cami resmi veya yazı bulunan seccadeleri yere sermek caiz değildir.

“Gasp, bir kimsenin malını zor ile almak veya kendindeki emanet malı inkâr etmektir ki, büyük günahtır."

Haramlardan sakınmakla beraber, şüpheli olanlardan da sakınmaya "vera" denir. 

"Bir kimse, bir günah işler, sonra pişmân olursa, bu pişmanlığı, günahına keffaret olur. Yani, affına sebep olur."

Büyük haramlardan biri, beş vakit namazdan birini vaktinde kılmamaktır.

Günahlarına tövbe etmek, herkese farz-ı ayındır. Hiç kimse tövbeden kurtulamaz.

Nafileleri oturarak kılana, sevabın yarısı verilir. Rüku için eğilir, secde için, başını yere koyar.

Seferîlik için ölçü alınan üç günlük yol, takriben yüzdört kilometredir.

Abdest aldığını bilip, sonra bozulduğunda şüphe ederse, abdesti var kabul edilir.

Şüphelilerden sakınmaya "vera" denir. Haramlardan sakınmaya, "takvâ" denir...

Dünyanın zararından kurtulabilmek için, ahkâm-ı islâmiyyeye yapışmaktan başka çare yoktur.