Prof. Dr. Çağrı Erhan

Dünyanın olup bitene çeşitli sebeplerle gözlerini yumduğu bir ortamda, Doğu Türkistan'da yaşanmakta olan zulmün durdurulması için sorumluluk alma görevi Türkiye'ye düşüyor. Türkiye'nin bunu yapmaya gücü ve potansiyeli var

Dış Politikası tarihimizle ilgili çalışma yapmakta olan bilim adamlarımız için durum vahimdir. Zira bu konuda çalışan birinin, mutlaka yararlanması gereken Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı evrakına ulaşması mümkün değildir.

Bazılarımız unutsa ya da inkâr etmeye çalışsa da, Türkiye bir imparatorluk bakiyesidir. Bu topraklarda yaşayanlar dünyaya, bir Bulgar, bir Meksikalı, bir Koreli gibi dar açıyla bakmaz; bakamaz. Türk insanı hem Avrupalı, hem Orta Asyalı, hem Akdenizli, hem Karadenizli, hem Orta Doğulu, hem Balkanlı, hem Kafkasyalıdır.

Bütün sıkıntılarına rağmen rejim öylesine kökleşmiş durumda ki, sürüp giden gösterilerle devirmek söz konusu değil. Zira Musavi'nin önderlik edeceği bir rejim değişikliği denemesinin de başarısız olması mukadder

Son seçimler, Ahmedinejad'ın ülke içinde daha bütünleştirici ve kucaklayıcı bir pozisyon takınmasını zorunlu kılıyor. Çünkü, bugüne kadar varlığı hep inkâr edilen etnik ayrışma potansiyeli bu, seçimde su yüzüne çıktı.

Daha seçim kampanyasından başlayarak Orta Doğu ve genel olarak İslam âlemine ilişkin sıcak mesajlar veren ve Bush'tan farklı olarak "askerî güce" değil "akıllı güce" vurgu yapan ABD Başkanı'nın, önümüzdeki dönemde, bugüne kadar dile getirdiği konuları bir doktrin biçimine sokarak dünyaya ilan etmesi beklenebilir

BM Güvenlik Konseyi 1993'te, Kuzey Kore'nin nükleer silah yapmasını önlemek maksadıyla 825 sayılı kararını aldıysa da, etkili olamadı. Yıllarca ambargoya maruz bırakılan ülke, adım adım programını gerçekleştirdi

Pakistan, Afganistan sınırındaki Swat vadisinde büyük bir operasyon gerçekleştiriyor. Pakistan-Afganistan-Hindistan üçgeninde meydana gelmekte olan gelişmeler, daha derin krizlerin öncü sarsıntıları olabilir

Suriye daha 10 yıl öncesine kadar, Bekaa Vadisi'nde PKK militanlarının eğitimine imkan sağlayıp, Hatay üzerindeki hak iddialarını devam ettiriyordu. Ama bugün, iki ülke liderinin samimi ve güvene dayalı iş birliği ortamı içinde görüşmeleri müsbet yönde meyvelerini vermeye başladı

Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu geçen hafta yine açıkça ortaya koyan Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy, ABD'nin AB üzerindeki tesirini azaltacak bir politika takip ettiği için Türkiye'nin dışarıda kalmasını istiyor

Dışişleri Bakanlığına Davutoğlu'nun getirilmesi, mevcut dış politikamızın mimarının perde arkasından perde önüne geçmesinden ibarettir... Türkiye'nin geleneksel dış politikasında bir eksen değişikliği olmayacaktır.

Derviş Eroğlu liderliğindeki Ulusal Birlik Partisi'nin zaferi, Kıbrıs'ta sürdürülen toplumlararası görüşmelerin seyrini doğrudan etkileyecektir. UBP, "Birleşik Kıbrıs" yaklaşımına tamamen karşı çıkıyorken, Cumhurbaşkanı Talat'ın bu hedefe yönelmiş açılımlar yapması pek mümkün olmayacaktır

Türkiye-Ermenistan sınır kapısının açılması konusundaki tartışmalar son günlerde Türk kamuoyunu meşgul etmektedir. Bu konunun en az üç boyutu vardır: Birincisi, Türkiye ile Ermenistan'ın ikili ilişkileri. İkincisi, Türkiye'nin Batı dünyası ile ilişkileri. Üçüncüsü de, Türkiye'nin Azerbaycan ve Türk dünyası ile ilişkileri

ABD Başkanı'nın sadece Türk hükümetini muhatap aldığını ve Türk kamuoyuna mesajlar gönderdiğini söylemek zordur. Elbette Türkiye'de bulunulduğu için birincil muhatap biziz. Ama iki farklı unsur daha var Obama'nın seslendiği

Başbakan Erdoğan'ın, NATO Genel Sekreterliği görevine Danimarka Başbakanı Rasmussen'in getirilmek istenmesine karşı çıkışının sebebi, "görünen köy kılavuz istemez" atasözüyle ifade edilebilirdi

NATO zirvesinde Türkiye'yi ve dünyayı yakından ilgilendiren yeni sonuçların ortaya çıkması bekleniyor. Medeniyetler İttifakı İstanbul Forumu ise 83 ülkenin delegelerini bir araya getirerek mini bir Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na dönüşecek

Emperyalistlerin, Afrika ve Uzak Asya'nın tabii kaynaklarını ve insan gücünü kullanmak için sömürgeleştirme faaliyetlerinin gerisinde Sosyal Darwinizm düşüncesi yatmaktaydı

Küresel ısınmanın iklimi görülmedik ölçüde değiştirdiği, kuraklıkla birlikte tarımsal rekolte düşüşlerinin yaşandığı günümüzde, böylesine hayati bir konunun, hem de İstanbul'da tartışılıyor olması bile başlı başına önemli...

Önümüzdeki ay Türkiye'ye gelmesi beklenen ABD Başkanı Barack Obama'nın ziyareti büyük önem taşıyor. Görüşmelerde Irak, İran, Ermeni soykırım iddiaları ve Orta Asya enerji kaynaklarını Avrupa'ya taşıyacak Nabucco projesi başta olmak üzere birçok önemli konu ele alınacak.

İki ülke arasında Stratejik İttifaktan söz edilebilmesi için en az dört unsurun varlığı gerekir; İleri teknoloji transferi, Serbest Ticaret Anlaşması, komuoyu birlikteliği ve gelişmelere karşı ortak bakış açısı... Bu dört unsurun da Türk-Amerikan ilişkilerinde var olduğundan söz edemeyiz.