Salih Uyan

Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk okullarla ilgili son kararı açıkladı.

Borsada “beklentiyi satın alma” diye bir şey var. Mesela bir şirketin büyük bir sözleşme yapma ihtimali var. Henüz sözleşmeyle ilgili somut bir gelişme olmadan önce insanlar bir ümit hisseyi alıyor ve hissenin değeri artıyor.

Lisede bir müdür yardımcımız vardı. Oldukça disiplinli ve çekinilen birisiydi.

Hollywood filmlerinden aşina olduğumuz bir sahne var.

Açılacak mı açılmayacak mı, yüz yüze mi olacak uzaktan mı, ağustos mu eylül mü derken nihayet karar açıklandı. 21 Eylül’e kadar uzaktan eğitim, sonrası Allah kerim.

İnsan, içinde yaşadığı toplumu değerlendirirken, işe önce kendisinden başlamalı. Çünkü toplum sonuçta benden, senden, ondan oluşuyor. İçinden bir türlü geçemediğimiz pandemi dönemiyle ilgili bendeki durum şu; Virüsle ilgili kaygıların en yoğun yaşandığı dönemdeki benle, şu andaki ben arasında ciddi bir fark var.

“Oğlum, şu kapıya bakar mısın?”

Aşkın en çirkin hâli, insanın kendisine âşık olmasıdır.

Tatilde Afyon taraflarında bir at çiftliğine gittim. Biraz etrafta dolaştıktan sonra da paraya kıyıp 10 TL’lik bir at turu yapmaya karar verdim.

Yaşadığımız çağda hayatın anlamı üzerine o kadar yanlış tercümeler yapıldı ki kafalar karmakarışık oldu. Biber dolması gibi, her gün yeni bir kavramın içi boşaltılıp yeniden dolduruluyor.

Kurguyla gerçeğin iç içe geçtiği, birbirine karışıp bulamaç olduğu bir dönemden geçiyoruz.

Sürekli borsayla ilgilenen bir tanıdığım var. Bir gün sohbet esnasında borsadaki hedefinin ne olduğunu sordum. Şöyle söyledi;

Dün okullar tatile girdi. Bugün de LGS sınavı yapılıyor. Sınava giren bütün öğrencilerimize başarılar diliyorum. İnşallah sağlık, sıhhat ve başarıyla bugünü atlatırlar...

Anadolu kültüründe eğitim safhaları bilmek, bulmak ve olmak olarak üçe ayrılır. Bu elbette çok derin bir konu ama en basit şekliyle bir örnek vermek gerekirse şöyle söyleyebiliriz;

WhatsApp hayatımıza çok hızlı girdi ve resmen çöreklendi. Bir cep telefonu uygulamasının insanoğluna yaşattıkları, psikoloji ve sosyoloji biliminin sınırlarını zorlayacak kıvama geldi.

Okullarda öğrencileri veya iş yerinde çalışanları değerlendirirken, not çizelgeleri veya performans tabloları kullanıyoruz. Ve verilen puanların bir ortalaması alınarak ortaya bir sonuç raporu çıkıyor.

Aşağıdaki yazıyı bundan dört yıl önce yazmıştım. O zamanlar namaza gitmeden, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpmeden, harçlık almadan ve vermeden bir bayram geçireceğimizi hiç düşünemezdim.

Geçen hafta uzaktan eğitim ile yüz yüze eğitimi karşılaştıran bir yazı yazdım bu köşede. Yazının ana fikri, uzaktan eğitimin yüz yüze verilen eğitimin yerini alamayacağıydı.

“Okulsuz toplum” kavramı ilk kez 1971 yılında Ivan Illich tarafından ortaya atılmıştır. Illich, okulu devletin ideolojik bir aygıtı olarak görür. Öğrenmenin okuldan ve öğretmenden bağımsız bir süreç olması gerektiğini iddia eder.

Her ramazan ayı geldiğinde aynı şeyi yaşıyorum.