Vehbi Tülek

Muhammed bin Semmâk, evliyânın büyüklerindendir. 799 (H.183) senesinde Kûfe'de vefât etti. Hikmetli söz ve nasîhatleriyle meşhur oldu...

Cabir bin Abdullah hazretlerine "Uhud şehidi" olan babasından bir hayli borç kalmıştı. Hazreti Cabir, borçları ödeyemedi. Resûlullah Efendimize giderek durumu arz etti...

Zengin bir kimsenin dillere destan evleri vardı. Bir gün yine güzel bir ev yaptırıyordu. O sırada Zünnûn-i Mısrî hazretleri oradan geçerken adamın hareketleri dikkatini çekti!..

Da'lec bin Ah­med, ha­dîs ve fı­kıh âlim­le­rin­den­dir. 260 (m. 874) se­ne­sin­de doğ­du. 351 (m. 962)'de ve­fât et­ti. Zen­gin ve çok cö­mert bir zât olup, ha­yır­lar ve iyi­lik­le­riy­le meş­hûr idi...

Büyük âlim Ali bin Beşşâr buyurdu ki: "Sırf makam sâhibi olmak ve 'biliyor desinler' için birkaç mesele öğrenip, insanlara fetvâ vermeye kalkışmak, ne kadar ayıptır!.."

Cü­neyd­-i Bağdâdî muh­te­şem bir sa­ray gör­dü. İ­çe­ri­den bir kim­se şöy­le di­yor­du: "Ey Sa­ray! Sa­na hü­zün, gam, ke­der gir­mez... Za­man se­nin sâ­kin­le­ri­ne, i­çin­de­ki­le­re bir şey yap­maz..."

Cemâleddîn-i Ezherî vaaz ederken, densizin biri, edepsizce sözler söyler. O da bu sözlerden çok incinir, fakat cevap vermez. Ancak o istemese de olanlar olur!..

Nene Hatun, "93 Harbi"nde, Rusların Doğu Anadolu'yu işgaline direnerek, "Aziziye Kahramanı" unvanını almıştır. Kardeşi Hasan ise o gün tabyalarda şehit düşmüştür...

Ahmed Berkî, Afganistan'da yetişen velîlerdendir. Evliyânın büyüklerinden İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî hazretlerinin, önde gelen talebelerindendir.

Halîfe Mütevekkil, ehl-i sünnet itikadında bir mümin idi. Kardeşi Vâsık ise mutezile inanışına sahipti. İki kardeşin de olduğu bir mecliste bir gün itikadi bir mesele konuşuluyordu!..

Uhud Har­bin­de yü­zü zırh ile ör­tü­lü bir ki­şi Pey­gam­ber Efen­di­mi­ze "Yâ Re­sû­lal­lah! Şim­di harb ede­yim de son­ra mı Müs­lü­man ola­yım, yok­sa he­men mi?" di­ye arz et­ti...

Ebû Dücâne (radıyallahü anh) Medîneli Eshâb-ı kirâmın ileri gelenlerindendir. İsmi, Semmâk bin Hareşe olup, İslâm târihinde Ebû Dücâne diye meşhur olmuştur...

Hazreti Ali ile bir Yahudi, bir meseleden dolayı kadıya gittiler. Emir'ül mü'mininin şahitleri kabul edilmedi ve hüküm aleyhine çıktı! Yahudi ise bu duruma çok şaşırdı!

Bu­yur­du ki: "Al­lah'tan gay­ri her şey dün­yâ­dır. Nef­si­ne ya­kın olan her şey dün­yâ­dır... Dün­yâ nef­sin evi­dir ve dün­yâ­lık­lar onun harp âlet­le­ri­dir..."

Hoca Ahmed Fakih, Sultan'ül Ulema Bahaeddin Veled hazretlerinin talebesidir. Kendisinin en büyük talebesi de; Konya'nın Seydişehir ilçesini kuran Seyyid Hârun-ı Velî'dir...

Zeyd is­min­de bir a­dam, Câ­fer­-i Sâ­dık haz­ret­le­ri­ne çok î­tirâz­da bu­lu­nur­du. Bir gün bir mec­lis­te yi­ne o mü­ba­re­ğe mu­ha­lif söz­ler et­ti. A­da­mın de­dik­le­ri­ni İ­mam'a ha­ber ver­di­ler...

Amîr Oğullarından bir heyet, başlarında Amir bin Tufeyl ile Resulullah Efendimize geldi. Bu adam tam bir insan şeytanıydı. Maksadı, Peygamber Efendimiz'i öldürmekti!

Tâ­bi­în­den olan Atâ es-Sü­ley­mî haz­ret­le­ri Al­lah kor­ku­sun­dan do­la­yı çok ağ­lar­dı. Ya­nı­na ge­len zi­yâ­ret­çi­ler et­râ­fı ıs­lak bu­lur, ab­dest alır­ken su sıç­ra­mış sa­nır­lar­dı...

Hasen bin Hâmid bir kafileyle hacdan dönüyorlardı. Hepsi de çok susamıştı. Hatta çok yaşlı olan Hasen hazretleri susuzluktan ölmek üzereydi ki, biri ona su uzattı!..

Abdülvâhid bin Zeyd, Tâbiîn devrinde yaşamış olan meşhûr hadîs ve fıkıh âlimidir. Bugün size bu mübarek zatın bizzat yaşadığı bir hadiseyi nakletmek istiyoruz...