Rus LNG’sine Almanya’dan veto

Almanya hükümeti, Rusya’ya enerji bağımlılığını sona erdirme hedefi doğrultusunda, devlete ait sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) terminallerinde Rusya’dan doğalgaz alımını yasakladı. Bu karar, kamu çıkarını koruma amacıyla alınırken, Almanya’nın ve Avrupa Birliği’nin (AB) enerji bağımsızlığına yönelik adımlarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Alman Ekonomi Bakanlığı’nın talimatına göre, devlete ait terminaller artık Rus LNG sevkiyatlarını kabul etmeyecek. Bu karar, Brunsbüttel’deki Deutsche Energy Terminal’in Rusya’dan bir yük almaya hazırlandığını bildirmesi üzerine alındı.
Bakanlık, Rusya’dan LNG ithalatının, Almanya’nın enerji bağımsızlığını sağlamak amacıyla inşa edilen terminallerin amacına aykırı olduğunu vurguladı.
RUS LNG'Sİ AVRUPA'DA HALA ETKİN
Rusya, Almanya’da yasakla karşılaşmasına rağmen, LNG sevkiyatlarını diğer Avrupa ülkelerine sürdürüyor. Fransa, İspanya ve Belçika, Rus LNG’sinin başlıca alıcıları arasında yer alıyor. Özellikle Fransa, Rus LNG’sini ithal ederek yeniden gazlaştırdıktan sonra diğer Avrupa ülkelerine boru hatlarıyla taşıyor. Almanya ise 2022 yılında Fransa’dan boru hattıyla doğalgaz almaya başlamıştı.
AVRUPA BİRLİĞİ'NDEN DAHA KAPSAMLI YASAK BEKLENTİSİ
Alman şirketi Sefe, Rusya’nın Yamal LNG sahasından yakıt alımı için uzun vadeli bir sözleşmeye sahip olsa da şu ana kadar bu anlaşmayı devreye sokmadı. Ancak Rus LNG sevkiyatlarının tamamen durdurulabilmesi için Avrupa çapında bir yasağın getirilmesi gerektiği belirtiliyor. Bu konuda yalnızca Belçika, Rus LNG’sine karşı AB genelinde bir yasak çağrısında bulundu.
ABD VE AB ARASINDA LNG TARTIŞMASI
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rus LNG’sinin Amerikan LNG’siyle değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Von der Leyen, Amerikan LNG’sinin Avrupa için daha ekonomik olabileceğini vurgularken, bu konunun AB-ABD enerji işbirliği kapsamında tartışılabileceğini söyledi.
Almanya’nın bu kararı, Avrupa’nın enerji arzını çeşitlendirme ve Rusya’ya olan bağımlılığını azaltma hedeflerine güçlü bir katkı sunuyor. Ancak, AB’nin ortak bir strateji benimseyip benimsemeyeceği konusu önümüzdeki dönemde enerji piyasalarının ana gündem maddelerinden biri olmaya devam edecek.