Cihat Yaycı'dan çarpıcı açıklamalar! FETÖ ile mücadele için özel kanun şart

Müstafi Amiral Yaycı “Birkaç kahraman savcı ve emniyet mensubu ile mücadele olmaz. Sinsice ilerleyen örgüt için ‘FETÖ ile Mücadele Kurumu’ oluşturulmalı” dedi.
YEŞİM ERASLAN ANKARA- FETÖ elebaşının ölümünün ardından hükümet, bu terör örgütüyle mücadelenin rehavete kapılmadan süreceğini belirtirken, TSK ve Emniyet başta olmak üzere devletin her kurumunda FETÖ temizliği devam ediyor. FETÖ ile mücadelede sembol isimlerden biri olan ve devlet kurumlarındaki FETÖ’cüleri tespit etmeye yarayan ‘FETÖMETRE’ formülünün bulucusu müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, terör örgütüyle mücadeledeki önemli kriterleri gazetemize değerlendirdi.
HER ŞEYİ YAPARLAR
FETÖ’nün normal bir terör örgütü olmadığını, aynı zamanda bir casusluk örgütü olduğunun altını çizen Yaycı “FETÖ ne DHKP-C’de ne PKK’yla karşılaştırılabilir. Bu örgüt devletin silahlarıyla devlete silah çekebilen, devletin içine sızmış, devletin gücünü devlete karşı kullanan bir örgüt. Devletin her türlü bilgisini yine devletin içine sızarak alan ve dağıtan bir örgüt var karşımızda. Toplumu yönlendirebilecek, yönetebilecek, her mevki ve makamda yer almaya çalışan, bunu da her türlü entrika, istismar, hile, hırsızlık ve iftirayla yapabilen bir yapıdan bahsediyoruz. Bu örgütle mücadele için, özel kanunlar çıkarılması lazım. Terörle Mücadele Kanunu ile bu örgütle başa çıkmak mümkün değil” dedi.
SUÇLARI CASUSLUK
Bu örgütle iltisakı olanların casusluktan yargılanması gerektiğine işaret eden Yaycı, TCK’daki casusluk suçuna getirilen tanımın yeterli olmadığının altını çizdi. Yaycı “TCK’da casusluk tanımı sadece yabancıya bilgi vermek şeklinde tarif ediliyor. TSK mensubu olan bir örgüt üyesi, silahlı kuvvetlere ait bilgileri, bir başka Türk’e veriyor o da bir başka sivil şahsa veriyor. Her hafta gidiyor anlatıyor, bu bilgiler bir yerde depolanıp dağıtılıyor. Bilgiler Türk şahsa verildiği, para karşılığı olmadığı ve menfaate dayalı yapılmadığı gibi tariflerle casusluk kapsamından çıkmış oluyor. Hâlbuki bu, casusluğun tam daniskası. Ceza alanlar, 6 yıl sonra çıkıp yine örgütün adına casusluk yapmaya devam ediyor. Bunun hukuki bir zemine oturtulması lazım ki bir daha böyle bir tehlikeye düşülmesin” ifadelerini kullandı.
ASIL GÜVENLİK PROBLEMİ
Yaycı şöyle devam etti: Sınav sorularını çaldığını söyleyenlerin itirafçı oluyor ancak o sınava girenlerin akıbetinin ne olduğu belli değil. Bu kişilerin devletin kritik görevlerine gelmesi engellenmeli. Hâlen bürokraside çok hâkimler. Birkaç kahraman savcı ve emniyet mensubu ile bu mücadele sürdürülemez. ‘FETÖ ile Mücadele Kurumu’ kurulması lazımdır. Türkiye’nin en büyük güvenlik sorunu FETÖ’dür. Bir de kamu görevinden çıkarılanların mağdurmuş gibi bir algı operasyonu var. Hâlbuki bunlar kamu görevine girerken sınav sorularını çalarak girdiler. Yükselirken de önlerinde bulunanlara iftira attılar, kumpas kurarak engelleri kaldırdılar. Mahkeme kararlarıyla geri dönüşler sonucunda hınç alma operasyonları var. FETÖ 15 Temmuz sonrasında aldığı derslerle daha da sinsileşti, daha da kurnazlaştı.