samdan
camii
hayirli-ramazanlar

"Ne ararsın bu kabristanda?”

A -
A +

Behlül Dânâ hazretleri meczub bir Hak âşığıdır. Hâl ehli bir velîydi. Çocuklar, taş attılar bir gün kendisine.

 

Bir taş vücûduna isâbet etti.

 

Ve kanattı orasını.

 

Yine de kızmayıp;

 

“Ey çocuklar! Attığınız taşlar vücûdumu kanattı. Ama bu da Allah'tandır. Bir günah işlemişim ki, bu iş geldi başıma” dedi.

 

Çocuklar mahcup oldu!

 

Özür dilediler kendisinden.

 

● ● ●

 

Bir gün de bu zâtı kabristanda, kabirler arasında otururken görüp;

 

“Ey Behlül, ne ararsın bu kabristanda?” dediler.

 

Onlara döndü.

 

Kabirleri gösterip;

 

“Bana hiç eziyet etmeyen ve gıybetimi yapmayan şu insanlarla oturuyorum” dedi.

 

● ● ●

 

Bâzı gençler bu zâta;

 

“Ey Behlül! Çok şükür demekle Allah’a şükredilmiş olur mu?”

 

diye sordular.

 

Behlül Dânâ;

 

“Olmaz. Şükür demek, bir nîmet ne için verilmiş ise, onu o yolda kullanmaktır” dedi.

 

● ● ●

 

Bâzı gençler de;

 

“Ey Behlül, sohbet nedir?” diye sordular.

 

Behlül Dânâ;

 

“Sohbet, hiç konuşulmasa da, bir Allah Adamı ile, bir miktar berâber olmaktır. Meselâ, bir İslâm âliminin sohbetinde bir saat bulunmak, yediyüz sene nâfile ibâdet yapmaktan, çok daha hayırlıdır” dedi.