samdan
camii
hayirli-ramazanlar

"O, beni benden iyi biliyor"

A -
A +

Edirne’de yaşıyan Allah dostlarından Şekmetî Mehmet Efendi bir kış günü, Edirne pazarında dolaşırken birinin hizmetçisini görür. Sırtında tek bir gömleği vardır zavallının.

 

Titremektedir soğuktan!

 

Usulca yaklaşır ve kendisine;

 

“Evlât! Efendine söyle de sana bir palto alsın, olmaz mı?” der

 

Hizmetçinin cevâbı şaşırtır büyük zâtı.

 

Şöyle ki;

 

“Lüzum yok. O, beni benden iyi biliyor, her hâlimi görüyor” demiştir.

 

Fevkalâde duygulanır.

 

Hattâ bayılır ve düşer.

 

Ayıldığında;

 

“Ey insanlar! Allahü teâlâya tevekkül etmeyi, o hizmetçiden öğreniniz” buyurur.

 

● ● ●

 

Bir gün de, bir genç; “Efendim, Cennete girmenin en kestirme yolu nedir?” diye sordu.

 

Mübârek zât da;

 

“Emr-i mâruf yapmaktır. Emr-i mâruf, Allah’ın kullarına hak yolu bildirmektir. Yâni insanlara, İslâmiyeti anlatıp veyâ bir ilmihâl kitâbı verip, ebedî saadete kavuşmalarına sebep ve vesîle olmaktır” buyurdu.

 

● ● ●

 

Bir gün de bir genç;

 

“Sû-i zan günâh mıdır efendim?” diye sordu bu zâta.

 

Büyük velî;

 

“Büyük günâhtır... Şöyle ki, bir insanın bir ömür boyunca kazandığı sevapları terâzinin bir kefesine, sû-i zan günâhı diğer kefeye konsa, bu kefe ağır gelir. Üstelik kul hakkına girer ki, bu haktan kurtulmak zordur, çâresi bulunmaz” buyurdu.