Kıymetli okuyucularımız. Bu köşede hep sizlerin sorularını cevaplandırmaya çalıştık. Müsaade ederseniz bu hafta da kendi kendimize bir soru soralım ve bunun cevabını, hukuki ve insani boyutu ile vermeye çalışalım. Bu soru şudur: Vefa nedir? Cevap: Vefa, Türk hukuk sisteminde Medeni Kanun'da yerini almış bir düzenlemedir. Medeni Kanun'un 660. maddesinde düzenlenen şekli ile vefa hakkı şudur: Kişinin sahip olduğu bir gayrimenkulünü, bir diğer kişiye satması halinde, satın alan kişinin bu gayrimenkulü üçüncü kişilere satmak istemesi durumunda, öncelikle ilk satışı yapan kişinin geri alım hakkıdır. Yani, ilk satana vefa gösterilmekte ve öncelikle ona bu gayrimenkulünü geri alma hakkı verilmektedir. Bunu bir misal ile şöyle açıklayabiliriz: A evini B'ye 100 milyara satmaktadır. Aralarındaki sözleşmeye göre, B bu evi üçüncü kişilere mesela C'ye satmak isterse, öncelikle A'nın bunu 100 milyara geri alma hakkı vardır. A bunu geri almaz ise B bunu üçüncü kişilere misalimizde C'ye satma hakkına sahip olacaktır. Bu hak yazılı ve tapu kütüğüne şerh edilmiş olmalıdır. Bu hak en fazla 10 yıl süre ile geçerlidir. Akitlerde de vefa vardır Borçlar Kanunu hükümlerine göre kurulan akitlerde de vefa vardır. İki kişi, karşılıklı iradelerini birleştirerek bir konuda akit yapmaktadırlar. Bu akitten, değişen şartlar sonucunda, bir tarafın caymamasını temin noktasında vefa noktası gündeme gelmektedir. Hukuken, değişen şartların ağırlığı, ya vefa duygusuna sadakat gösterilmesini veya çok çok ağır olması halinde ise, yeni şartlara uyum şekli ile yıkımı önlemek amacı hedeflemektedir. Hukuk insan ilişkilerinin güzel duygularla süslenmesini ve bu hasletler üzerine kurulu olmasını arzular. Bunun için, vefa gibi lazım olan duygulara hukuk kuralları içinde yer verilmektedir. Öğretmene vefa Türk hukuk sisteminde, eğitim her vatandaşın hakkı olarak düzenlenmiştir. Bu eğitimi alan kişilerin daha ilk mektepten başlayarak yüksek tahsile kadar geçirdiği dönemlerde öğretmenleri bulunmaktadır. Bu öğretmenlere saygılı davranmak ve vefalı olmak da insani ilişkilerin getirdiği hukukun temel prensiplerindendir. Bu temel prensiplere riayet etme alışkanlığını kazanan toplumlarda suçluluk oranı sıfıra yaklaşmakta ve hukuk kuralları düzenleyici olarak kalmaktadır. Uygulama alanına ihtiyaç göstermeyen bu düzenlemeler neticesinde, milletlerde temeller sağlam olmakta ve çalışkan, müreffeh ve medeni insanlardan kurulu toplumlarla karşılaşmaktayız. Bundan dolayı, ilk mektepte öğretmenim olan Sn. Nuri Kozakçıoğlu'nu, bir müddet dersimize giren Hüseyin Efendi ve Ayşe Hanım hocalarımı şükranla anıyorum. Keza, orta, lise ve üniversitede bizlerden hiçbir emeğini esirgemeyen ve her birisi ayrı ayrı çok kıymetli olan değerli hocalarımı minnetle anıyorum. Ya asıl vefa Kişilerin ve toplumların yetişmesinde temel olan öğretmenler de vardır. Bu öğretmenler ise her türlü hukukta ve insani hukuk ilişkisinde her türlü takdirin üstünde ve gösterilmesi gereken vefaya layık olan kişilerdir. Bunlardan birisi de, şu satırları yazdığımız güzide gazetenin sahibi olan Sn. Dr. Enver Ören'in, kıymeti hiçbir değerle ifade edilemeyecek olan kayınpederleridir. "Kanunlara uyarak suç işlememeyi, kişi haklarına saygı göstererek insan hakları borcundan kurtulmayı" sürekli tavsiye eden ve böylece kanunlara sadakat ve kişi haklarına riayet gibi, temel hukuk kurallarını bizlere öğreten ve aslında bizlere hukuku öğreten bu öğretmenimi, hiçbir zaman unutmayacağım. Kendisine yapılan en küçük bir nezaketi bile unutmayarak vefa duygusunun en güzelini gösteren bu mümtaz şahsiyeti rahmetle anıyorum.