Babıali'ye hayat öpücüğü

A -
A +

Spor yazarı ile Skor yazarı... Bu ayırımı ilk kez Hıncal Uluç yapmıştı. Manken, konken, schengen, yengen; herşeyi bilen azam-ı muazzam, bunu da bilmişti. Gerçekten de böyle bir fark vardı. Eskiden 3 büyüklerden biri, kötü oynayıp da rastgele 5-0 kazandı mı; Babıali panayır yerine dönüyordu. Seyirciye yağ çekmekte üstümüze yoktu. Ama artık, bazıları halâ annelerinin yağını kullanmıyor. Damar tıkanıklığı yapmayan düşünce pişiriyorlar. Mutfakta biri mi var diye sormayın. Var!  2 önemli gelişme oldu. Biri Beşiktaş'la ilgili... Siyah-beyazlılar, ligin ilk 2 haftasında sadece bir puan toplama hatasını; başka yıllarda yapsalardı, Filistin askısına alınır, Çin işkencesi görürlerdi. Ama artık zaman değişti... Ya da, değişimin ilk ipuçlarını veriyor. Beşiktaş; kaybettiği puanlara rağmen, beğeni topladı. Basın, takımda gelecek gördü. Taraftar da; son Diyarbakır maçına, sanki bir final maçına gelir gibi geldi. Tribünler tamamen doluydu, dışarda kalanlar oldu. Atmosfer, ambians ve genel görünüş; sanki her şeyi çok düzgün giden bir takımı simgeliyordu. Halbuki Beşiktaş, 2 haftada 5 puan kaybetmişti. Buna rağmen, milletin keyfi yerindeydi. Spor yazarlarının tabelaya-tabureye değil; gerçeklere bakışının doğal uzantısıydı. Gerçi Beşiktaş; önce farka sonra keyfinden lunaparka gittiği maçta, iyi oynamamıştı. Kaybederken iyi olan Beşiktaş, kazanırken kötüydü. 4-0'lık skora rağmen, takım bu defa eleştiriliyordu. Demek ki, skor yazarlığından spor yazarlığına yatay geçiş yapmışız. E, güzel!  İkinci önemli gelişme, F.Bahçe'de oldu. Sarı-lacivertliler; ilk 2 haftanın toptancı gol tüccarı Ankaragücü'nü 4-1 yenmelerine rağmen, eleştiri aldı. Kanarya beğenilmedi. Eskiden, takım kötü de olsa; tabelanın pasta cila görüntüsü hatırına, övgüler yağdırılırdı. Gün kurtarılır, işin kokusu sonradan çıkardı. Bunlar önemli gelişmeler. Artık hatıra dayalı ucuz övgüler yok. Gazeteler; sanki turnosol kağıdına basılmış gibi, gerçekler açığa çıkıyor. Spor yazarı ile Skor yazarını birbirinden koparacak; trafikteki 4 yapraklı yoncanın kesişme noktasındayız. Yollarımız ayrılıyor. İşimize geleni değil, doğru olanı seçeceğiz. E, güzel!  Basındaki bir başka önemli gelişme de; hakemlerle ilgili oldu... Artık önemli gazetelerimiz; teknik analiz tablolarında, maçın hakemlerine not ya da yıldız vermiyor. Sadece adlarını yayınlıyorlar. Bizim gazetete de dahil; Hürriyet, Milliyet, Sabah, Fanatik gibi gazeteler, bunu uyguluyor. Avrupa'nın gelişmiş yayın organlarının yıllardır sürdürdüğü sistem, nihayet ülkemize de geldi. Gerçi yıldız tablosunda hakeme yıldız vermezken; başlıklarda analarını ağlatıyoruz ama, bu da bir başlangıçtır. Bugün doğruyu seçtik. Yarın daha doğrusunu seçeriz. Kirli su, toprak katmanlarından geçe geçe rafine olur; kaynak haline dönüşür. Babıali de kendini arındırmak istiyor. E, güzel!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.