Eve kapanmaları, aşılanmaları, seyahat yasaklarını ve kısıtlamaları çok özledi bu millet!
İklim Kanunu ile daha büyükleri gelecek. Uzak veya yakın tarihte benzeri görülmemiş en büyük pranga, en tehlikeli gelişme. Beklenen geliyor…
Bir Alman iktisatçının kurduğu bu forma en çok itaat eden ve sorgulamadan her dediğini yapan başka bir toplum var mı? Büyük ülkelerin çekildiği Paris İklim Anlaşmasını namus gibi sahiplenen ve küreselcilerin talimatıyla meclise getirilen İklim Kanununu heyecanla bekleyen başka bir millet var mı?
Bakın devlet, hükûmet, vekil, bakan yazmıyorum. Kelimeleri seçerek kullanıyorum; bilerek millet yazıyorum, özellikle toplum yazıyorum. Bunların emrine amade, hazır olda duran, prangasını kendi iradesiyle kendisine takan milletten bahsediyorum.
Bu millet mülkiyetsizleştirme planına da sahip çıkacak, yapay eti de sofrasına taşıyacak, nakit parayı da terk edecek, koluna çip de taktıracak…
Çok anlattık, çok uyardık, dinleyen olmadı. Sırada kobayların, kölelerin düştüğü/düşeceği en büyük zillete şahit olacağımız günler var.
Şimdi gelelim dürüst, akıllı, kıymetli, uyanık ve izzetini kaybetmemiş azınlığa… Allahü teâlâ bugüne değin, bu düzene alet olmayan, direnen, ses çıkaran, sorgulayan ve boyun eğmeyen tanıdığım ve tanımadığım kim varsa çıkacak kanunlardan ve yaptırımlardan onları korusun.
Kıymetli dostlar! Birçoğunuz şahitsiniz ki ben elimden geleni yaptım. Mücadelemi sosyal medya ile sınırlı tutmadığım için siz sadece bir kısmını gördünüz. Hakkınızı helal ediniz. En ufak bir katkım, faydam olduysa ne mutlu bana. Alkış, beğeni, takipçi derdim yok. Takdir ve mükâfat Allahü teâlâdan.
Rabbim ailenizi, ekininizi, neslinizi ve beslediğiniz hayvanlarınızı muhafaza eylesin.
Kendinize iyi bakın ve dualarınızda bu kardeşinizi de unutmayın.
Allah’a emanet olun.
Serhat Arvas
Doğrular böyle mi değil mi öğrenmek istiyorum
Cemaat olarak gittiğim camilerde bazen hoca efendiler meal ve hadis-i şerifler okuyup anlamlandırıyor. Acaba her Arapça bilen bunlara kendi reyi ile anlam verebilir mi?
Okunacaksa muteber bir tefsir ve şerh edilmiş hadis-i şerif kitaplarından okunsa daha isabetli olmaz mı? Kaldı ki bunlar ihtisas ilimleridir. Bizde bir söz vardır "Kelleden maksat beyindir" veya un şeker yağ̆ varsa helva içindir, avamca izahı budur. İşte bunların neticesi fıkıhtır. Kısacası hâl ilmi ilmihaldir.
Fıkıh ilmi, insanın lehine ve aleyhine olan şeyleri bilmesidir. Bize de bunlar lazım değil mi?
Ayrıca akait (doğru şekilde iman inanmak) ve elfaz-ı küfrü de bilmek her Müslüman için lazımdır. Daha sonra fıkıh da (ilmihal) ibadetlerimizin nasıl yapılacağını helali haramı öğretir. Bir de sahih bir namaz kılacak kadar Kur'ân-ı kerimi talimli tecvitli bilmek öğrenmek de gerekmez mi?
Bahsettiğimiz şeyleri öğrenmezsek hâlimiz Nasreddin Hocanın göle maya çalmasına benzemez mi? Ya tutarsa! Şakası yok yarın defterimiz boş çıkabilir Allah korusun müflis olabiliriz.
Bazen camilerde görevli müezzinler olmayabiliyor veya izinli oluyor. Camide cemaatten birileri ezan-kamet okuyor müezzinlik yapıyor. Bazen ehli olmayan ama hevesli olan nicelerinin müezzinlik yaptığına rastlamışım. Peki şoförlük bilmeyen birini direksiyona geçirir miyiz? Geçirmeyiz. Kaza yapmasından endişe ederiz. Dünya hayatı tehlikeye girer. Ya ahiret hayatı? Tamam iyi niyetli ama yanlış öğrenmiş veya tam öğrenememiş, okurken yanlış okuyor. O zaman görevli arkadaş bunu duyduğu hâlde doğruyu niye öğretmiyor? Bu da bir görev değil mi?
Bir de eskiden hoca efendiler ve cemaat namaz aralarında konuşmazdı (sevabı ıskat ediyor) denirdi. Namaz kılanların önlerinden geçilmezdi. Hoca efendiler namaz bittikten sonra tesbihatta kıbleye arkasını tam dönmez açı yapardı. İslami konular anlatılırken Allah’ın, Efendimizin veya İslam âlimlerinin sözlerini naklederken “dedi” veya “diyor” diye nakletmezdi. “Buyuruyor ki” diye nezaket ve saygı gösterilirdi. Şimdi bu hasletlerimiz kalmadı. Üzülmemek elde değil.
Bendeniz fetva makamı değilim. Doğrular böyle mi değil mi bunu öğrenmek istiyorum. Düşüncelerimin değerlendirilmesini istirham eder; görevlerini düzgün yapan din görevlisi arkadaşları tenzih ederim. Ramazan-ı şerifin âlem-i İslam’a ve insanlığa dareynde saadetlere vesile olmasını niyaz ederim. Saygılarımla...
Musa İshakoglu
Anlat Derdini Feridun Ağabey'ede önceki yazılar...
Tam İlmihâl Seâdeti Ebediyye her durumda ne yapılması ve nasıl davranılması gerektiğini açık açık ve sürükleyici bir dille anlatıyor...