“Selamünaleyküm emektar, kıymetli Feridun Ağabeyim. Cemi cümlemizin ramazanı mübarek olsun. Dilek ve muradın her ne ise olsun. Rabbim yâr ve yardımcın olsun. Sağlık ve sıhhatin yerinde duaların kabul olsun dileğiyle merhaba güzel insan Feridun Ağabeyim.
Abi benim derdim malum, daha önce sana yazdım ancak senin aracılığın ile Türkiye’de bulunan tüm hâkim ve savcılarımıza, Sayın Adalet Bakanımıza ve tüm avukatlara hem sesimi duyurmak hem de bu vatanın bir evladı olarak cevaplarını istediğim bir talebim var. CMK 311/1.C maddesine göre yargılanmamın yenilenmesi. CMK 289/1-4 hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması. CMK/1-h hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması... Anayasa Mahkemesi 38/C maddesi yasaklı delil kullanılarak hükme esas alınamaz, alınır ise Anayasa’ya aykırı olmakla birlikte Anayasanın 36. Adil Yargılama Hakkı da ihlal edilmiş olur diye AYM’nin çeşitli yazıları, kararları mevcuttur.
2013/31 esas dosyamda Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi benim telefonum yerine, güya benimmiş gibi bilirkişilere bir telefon ve simkart incelemesi yaptırıp çıkan sonuçları hükme esas alarak yani “Adli Hata” ile hüküm tesis etmiş müebbet hapis vererek dosya kapatılabilir mi? Başkasına ait telefon güya benimmiş gibi inceleme yaptırılmış. Tüm hukukçularımızın köşenizde cevaplamasını istediğim ise şu: Bu gibi adli hata durumunda CMK 289/1.a, CMK 289/1.i, CMK 289/1.h; AYM 38/6. Madde yasak delil kullanımı olan bu maddeler CMK 311/1-C bendindeki yeniden yargılamayı gerektirmez mi? Bu maddeler Bakırköy ağır ceza mahkemesince neden tanınmıyor? Bu maddelerin somut varlığı tespit edildiğinde yeniden Adli yargılama gerekiyor mu gerekmiyor mu? Adli hata yapıldığı belirlendiğinde mahkemenin bu maddeleri işletme yetkisi var mı yok mu? Şayet yoksa bu maddelere CMK’da ve Anayasa’da niçin yer verilmiştir. Ben şöyle düşünüyorum. Bu adalet ülkemizde var ama galiba zenginlere uygulanırken garibanlara kimsesizlere gelince kulak ardı ediliyor. Elinizi vicdanınıza koyun. Allah için Adli hata ile 13 yıl hapis hayatını hangi canlı mahlukat kaldırabilir? Saygılarımla.”
Abdülkadir Kodeş/Marmara 7 no.lu L tipi kapalı ceza infaz kurumu A-12 koğuşu-Silivri
2021 yılında dolar 8 TL iken PTT Kargo 1 adet kitabı 6-7 TL (yaklaşık 1 dolar) karşılığı taşıyordu. Şu anda dolar 36,5 TL olmasına rağmen aynı şirket 1 adet kitabı 80 TL’ye yani 2,2 dolara taşıyor. 150-250 gramlık bir kitabın baskı maliyeti 50-60 TL. Devletin kargo şirketi hâlihazırda bazı özel taşıma şirketlerinden bile pahalıya nakil yapıyor. 30 yıldır amatörce kitaplar yazıp yayınlıyorum. Matbaa (50- 60 TL), kira (4-5 TL), stopaj (1-2 TL), muhasebe (2-5 TL), personel (20-30 TL), tanıtma (1-2 TL), aracı web sitesi (20-30 TL), elektrik (1-2 TL), gönderme (80-90 TL), vergi (20-25 TL) gibi masraf kalemleri sebebiyle ortalama bir eserin maliyeti 200-250 TL’yi buluyor. Bu şartlar altında kitap yazan, yayınlayan kişilerin ayakta kalması mümkün değildir.
Ali Özdemir
Feridun Ağabey, ismim Mehmet Ali Çalışkan. İstanbul Pendik Kaynarca Çamçeşme Mahallesinde oturmaktayım. Çok iyi Türkiye gazetesi okuyucusuyum. Türkiye gazetesi TGRT Haber çalışanlarına çok çok selam eder başarılar dilerim. Mübarek ramazan ayı tüm İslam âlemine hayırlı ve mübarek olsun. Bana çevremde lokum yumurtacı Erzurumlu Mümin Mehmet Ali Efendi derler. Lokum Dayı derler. Lokum Efendi diye de hitap ederler. Hacıbekir lokum şekerlemede uzun yıllar çalışıp emekli oldum. Bunu sıkça anlattığımdan lakabım "Lokum" oldu. 78 yaşındayım. Beyaz saçlıyım. Şenim, mutluyum. Çoluk çocuk torun sahibiyim. Evim var, ocağım var. Çocuklarımı okuttum. Kimi memur oldu. Namazında niyazında hoşsohbet, kalp kırmayan güler yüzlü insanım. Üç tekerlekli el arabamla Kaynarca’da Çatalçeşme’de dolaşıp koli koli yumurta satarım. "Lokum Yumurtacı" derler bana. Bolu Mudurnu’dan toptan alırım taze yumurtaları Kaynarca’ya getirir pazar yerinde satarım.”
Mehmet Ali Çalışkan
Anlat Derdini Feridun Ağabey'de önceki yazılar...