Kıymet bilinmezse elden gider geriye ah vah kalır...

A -
A +

Feridun Ağabey, yeni nesillerimize faydalı olabilmek için neler yapmalıyız diye düşündüm... İslam düşmanlarının devlet düşmanlarının içeride ve dışarıda tarihte yaptıkları sinsi planlarını, hilelerini desiselerini onlara karşı verilen harpleri anlatmalıyız.

 

Bu arada düşmanın yaptıklarından daha önemlisi bizim elimizde nice imkân var iken yapamadıklarımızdır. Bu büyük, bu vahim hataları sebep ve sonuçlarını önce kendimiz doğru kaynaklardan iyice öğrenmeli, bilmeli konunun sebep ve sonuçlarını anlamalı ve anlatmalıyız.

 

Ehl-i sünnet âlimlerinin, son devrin kıymetli din adamlarının, din büyüklerinin sözlerini birer vesile ile öne çıkarmalıyız. Duyan, işiten, “bu sözün sahibi, çok yüksek erdem sahibi biriymiş” desin. Kalbine ferahlık ve neşe gelecekle ilgili gönlüne umut gelsin... Bu anlamda anlatanın, şahsını, kişiliğini değil de sözünü ilmini ve öğrendiği muteber kaynakları öne çıkarmak gerekir. Rasih İslam âlimlerinin eserlerinden nakiller gerekir... Bunları okuyan öğrenen yeni nesiller de bu dedelerine layık olan torunları olsunlar...

 

Allahü teâlâ buyuruyor ki: "Size verdiğim nimetlerin kıymetini bilir, emrettiğim gibi kullanırsanız, nimetlerimi arttırırım. Kıymetini bilmezseniz, israf ederseniz elinizden alır şiddetli azap ederim."

 

Bu âyeti kerimede ifade edilen muradı ilahiyi hayatımıza düstur edinmeliyiz. Devlet, hükûmet, hürriyet, iş, sağlık hepsi birer nimettir. Maddi manevi her nimetin kıymetini bilmek şükretmek demektir. Kıymet bilinmezse elden gider. Geriye ah, vah kalır. Sonra şikâyet çare değildir.

 

     İdris C.

 

 

Oto tamircileri ne hâlde?

 

 

Mütevazı yerli otomobilim ara sıra tekliyordu. Çekiş gücü bazen düşüyordu. Sanayi sitesinde faaliyet gösteren bir tanıdığıma gittim. Baktı “ateşleme bobini bozulmuş” dedi. 1.500 TL’ye yeni bir bobin alıp taktırdım. Tekleme sorunu düzelmedi...

 

Bu sefer “egzozda arıza var galiba” dedi. Darmadağınık hâldeki bir iş yerine gittim. 1.400 TL’ye egzoz sisteminin ortasındaki esnek parça, eskidiği gerekçesiyle değiştirildi. Tekleme sorunu hâlâ düzelmedi.

 

İlk usta bu kez, “hava filtresinin kapağında çatlak var. Oradan fazla hava giriyor” dedi. 1.000 TL ödeyip sağlam, çıkma bir kapak aldım. Durum yine aynı idi. “Bujiler bozuk olabilir” denildi. 4 buji yenilendi. Yine düzelme olmadı. “4. pistonda arıza var. Yakıt tam yanmıyor. Supap arızalı olabilir” denildi. Başka bir tamirciye gittim. “Motoru açmak için 20 bin TL işçilik alırım. Yedek parçalarla beraber maliyet 40 bini bulabilir” dedi inanır mısınız?

 

Onarımı yaptırmadım. Web sitelerine girdim. Teklemenin sebeplerini araştırdım. Benzinde ve LPG’de çok sayıda hile yapıldığına ilişkin bilgiler buldum. Bunun üzerine benzini ve LPG’yi 1-3 TL daha yüksek bedelle satan, kurumsallaşmış, global ölçekte faaliyet gösteren bir akaryakıt firmasından benzin ve LPG aldım. Size bu yazıyı gönderdiğim 5 gündür araçta zerre sorun görülmedi... Ülkenin tamir ve akaryakıt sektörünün durumu bu. Yorumu değerli okuyucularımıza bırakıyoruz...

 

     Ali Özdemir/Eğitimci-Yazar-Yayıncı

 

 

Bu ciddiyetsizlik mi, değil mi?

 

 

Ben hiç çocuklar okula severek gelsinler diye derse palyaço geldiğini görmedim. Ya da derste müzik açıp dans edildiğini. Çocuklar müzeleri sevsinler diye müzelerin panayır alanına çevrildiğini. Kütüphanelere koşarak gitsinler diye meyve suyu kek ikram edildiğini, kütüphane görevlisiyle halat çekme yarışı yapıldığını hiç görmedim. Saydığım her bir alanda kendi içinde geçerli kurallara uyulması istenir. Bu çocuk dahi olsa böyledir. Kütüphanede bir yandan kitap okurken bir yandan meyve suyu içip kek yiyemezsin. Kütüphane görevlisi görevini yapar oraya gelen çocuğa, gence kitapları sevdirmeye çalışmaz. Oradaki sessizliği sağlayamayacak, kitaplara zarar verecek yaştaysa içeri alınmaz. Müzede istediği gibi davranamaz bir çocuk. Kurallara uymazsa ailesi uyarılır. Düğünde bile "lütfen çocukları pistten alalım" anonsları yükselir. Kimse bu anonsu garipsemez. Vokaliste dönüp "çocuklardan ne istiyorsun" demez. Konu cami olunca "yeter ki çocuklar camiyi sevsin, büyüyünce koşarak gitsin, aman dinden soğumasın vb." diye hoca efendiyle halat çekme yarışı yapmalar mı, palyaço eşliğinde dans etmeler mi, kek meyve suyu eşliğinde oyun oynamalar mı, cami içine oyun alanı koymalar mı hepsini gördük son zamanlarda.

 

      (İ.Ş.)

 

 

 

Anlat Derdini Feridun Ağabey'ede önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.