Havada Türk Hava Yolları'na benzer bir yapılanmanın denizde de olması mümkün mü? Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye denizde yolcu taşımacılığı konusunda da atak yapabilir mi? Bu iki soruya cevap aramak için kısa adı İDO olan İstanbul Deniz Otobüsleri'nin Genel Müdürü Murat Orhan ile sohbet ediyoruz. Murat Orhan'ın ilk sözlerinden sonra yıllar önceyi hatırlıyorum... Bu konuda kafa yoran isimlerden biri TURYOL'un Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can, yıllar önce şu noktanın altını çizmişti: “İstanbul'un trafik meselesine denizden çözüm bulmak mümkün. Ama önce deniz ulaşımına ulaşımı çözmek gerekiyor.”
Yunus Can'ı aradım bu sözlerini hatırlattım. Sözlerine "Evet" diye başladı ve devam etti: “Deniz ulaşımında başarıya ulaşılması için 10 adım atılması gerekiyorsa bunun sadece biri denizde, diğer 9'u karada olmalı.”
Aynı noktaya İDO Genel Müdürü Murat Orhan da dikkat çekti ve şu bilgileri paylaştı: “Birbirinden güzel iskeleler yapılmalı. İskele bir yaşam merkezi olmalı. Bu iskelelerle ulaşmanın yolları olmalı.
Akfen Holding ve Bilkent Holding ortaklığı ile işletilen İDO aslında özelleştirilen bir kamu kuruluşu. Bir süre sonra kamuya geri verilecek. Bu yüzden kamunun vereceği destek aslında kendine yaptığı bir yatırım. Bu yatırım sayesinde binlerce insan deniz konforu ile ulaşma imkânı bulacak. İDO'nun bu yıl başlattığı Ege adaları seferleri çok başarılı oldu. Bu yıl genellikle Türkiye'den adalara yolcu götürdü İDO. Ama adalardan Türkiye'ye yolcu taşıması da yapacak. Yani Türkiye'ye turist getirecek. Bakın bu konuda Murat Orhan ne diyor: “Bu proje kapsamında Seferihisar-Samos ve Kuşadası-Samos seferleri gerçekleştirildi. Sonrasında Bodrum Turgutreis Limanı’ndan Leros, Kalimnos ve Patmos adalarına, Kuşadası Limanı’ndan Patmos’a sefer düzenlendi. Bunun sonucu olarak, İDO markası uluslararası pazarda da önemli bir kimlik kazandı. Şimdi başka noktalardan da taşıma yapmamız için teklifler geliyor. Mesela Karadeniz'de deniz ulaşımı için hazırlık yapıyoruz. İstanbul-Burgas hattını da ekim ayında başlatmayı hedefliyoruz.”
Başlangıçta söz ettiğimiz noktaya gelelim. Deniz taşımacılığında önce İstanbul'da, Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun deniz taksi, dolmuş gibi adımlarına ek olarak yeni atılımların yapılması, ardından da uluslararası taşımacılık konusunda adımların atılması çok önemli. Türk Hava Yolları ile havada yaşanan başarının, denizde de mümkün olup olmadığını sorgulamalıyız. Unutmayın ulaşım sizdeyse, ticaret de elinizde oluyor. Çok uzağa gitmeyin, Türk Hava Yolları'na bakın yeter.
Termos da üretiriz yeni ürünler de yaparız
“Rüzgâr Gibi Geçti” filmini hatırlattı bize mutfak eşyaları fuarındaki başarı. TİM Başkan Vekili Çetin Tecdelioğlu önderliğinde yapılan stant gezilerinde herkes mutluluğunu ifade etti. Fuarın en büyük destekçisi ZÜCDER'in Başkanı Mesut Öksüz, iç pazardaki daralmanın ihracatta aşılacağı mesajını verdi.
Bu konuda çok örnekle karşılaştık. Mesela Urfa'da sessiz sedasız termos üreten Termosan Çelik Genel Müdür Yardımcısı Zekeriya Sonuç, "Çinliler iş birliği yapmak istiyor" bilgisini verdi ve ekledi: “Biz bu etkinliklere katılıyoruz ve yaptığımız ürünlerin kalitesi ile dikkat çekiyoruz. O kadar dikkat çektik ki dünyanın en ünlü termos markasını üreten Çinli şirket bizi buldu ve iş birliği teklif etti. Bakıyoruz. Belki de artık dünyanın en ünlü markaları Urfa'da yapılacak.
Bambum Genel Müdürü Selman Yar'ın "Bizi güzel günler bekliyor" sözlerinin ardından şu tespiti yapması önemliydi: “Mesela biz ahşap ürünler konusunda sektörde lider konumdayız. Bu konumumuzu koruyabilmemiz için sürekli yeni ürünler çıkarmamız ve yeni atılımlar yapmamız gerekiyor.”
Ayrıca iki önemli duayenin tespitleri herkese moral verecek nitelikteydi... Önce Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral'ın tespitini paylaşalım:
“45 yıl önce Almanya'da katıldığım ilk züccaciye fuarında içimde bir burukluk oluşmuştu. Değerli ülkemizde de böylesine güzel fuarların organize edilmesi gerektiğini düşünüyordum. Zaman geçtikçe Türkiye'de de çok başarılı etkinlikler düzenlenmeye başladı. Bugün vardığımız noktada başkalarından çok daha başarılı fuarlar düzenleyebilme sonucuna ulaştık. İhracatımız da bu ölçüde artış gösterdi ve ülke markamızı geliştirdiğimizde çok daha başarılı sonuçlar alacağız.”
Sonra da Öztiryakiler Yönetim Kurulu Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki'ye kulak verdik: “Biz bu yolculuğa sıfırdan başladık ve şu anda bu organizasyon, züccaciye sektöründe dünyanın en büyük üç fuarından bir tanesi hâline geldi. Bu sektörde dünyada imalatçı durumdayız ve bu gelişim için çok önemli bir özellik. Ev tipi mutfak eşyalarında ihracatta ilk 10 ülke arasındayız. Endüstriyel mutfak eşyalarında da katma değerli başarılara imza atıyoruz. Avrupa'dan Çin'e kadarki coğrafyada tek üreticiyiz. Bu konuda hepimiz gururla göğsümüzü kabartmalıyız.”
Hüsnü Özyeğin'in hayatı tam başarı öyküsü... Daha çok ilk bankayı nasıl kurduğuna ilişkin anlatımı mutlaka herkesin öğrenmesi gereken bilgiler içeriyor. Hüsnü Özyeğin aynı zamanda sporla da ilgili bir isim, iyi bir sporcu ve iyi de bir Beşiktaşlı... Bu özelliklerini oğlu Murat Özyeğin'e de yansıtmış. İş dünyasında çok önemli görevler alan Murat Özyeğin babasının izinden gidiyor. İyi bir sporcu ve iyi bir Beşiktaşlı. Yeni dönemde Beşiktaş Erkek Basketbol Takımı’na da destek verdiler. İşe bu toplantıda Türkiye'de İş Dünyası Yazı İşleri Müdürü Hüsne Pamuk'a şu bilgileri veriyor:
“Beşiktaş ailemizde çok kıymetli bir yere sahip ve bu çerçevede Beşiktaş Erkek Basketbol Takımı ile birlikteliğimizden mutluyuz. Her branşta Beşiktaşlılığımızdan büyük gurur duyduk. Hüsnü Bey, eski basketbolcudur. İzmir'den İstanbul'a, Robert Koleji’ne geldiğinde basketbola okul takımı ile başlamış. Sonrasında bir dönem, rakibimiz olan Fenerbahçe’de oynamış. Çok çalışkan bir talebe olduğu için dinlenme alanlarında her zaman dersine de çalışmış..."
Murat Özyeğin'in son mesajı da önemli. Sporla ilgilenmek dersleri aksatmadan da yapılabilir. Örnek mi, Hüsnü Özyeğin...