Havada kalma süresini uzattı dünyada bir numara oldu

A -
A +

Pegasus'un özel uçuşu ile Atatürk'ü anmak için önceki gün Selanik’teyiz... Aynı gün Türkiye'nin dört bir yanından gelen yurttaşlarımız da Selanik’te... Başkonsolosumuz Serkan Gedik, Atatürk'e minnet ve saygılarını ifade etmek için 460 bin yurttaşımızın ziyaret ettiği bilgisini veriyor. Rakam bir rekor. Geçen yılki ziyaret neredeyse ikiye katlanmış.

 

Ziyaret sırasında Pegasus'un geldiği son noktayı da konuşuyoruz. Ayrıntıları ekonomi servisimizden arkadaşımız Ömer Temür haberinde aktaracak. Ama bir noktanın altını çizmek isterim. Hem CEO Güliz Öztürk'ten hem de Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nane'den aldığımız bilgilere göre, Pegasus dünyanın en verimli şirketi.

 

Havacılıkta tam bir başarı öyküsü... Peki bu nasıl oluyor? İşin sırrı ne? İlk cevap Güliz Öztürk'ten geliyor:

 

- “En önemlisi uçakların havada kalma süresi. Biz bu noktada çok iyiyiz. Bizim uçakların havada kalma süresi 12,6 saat. Oysa rakiplerimizin uçakları en fazla 10 saat havada kalabiliyor. Bunu teknolojiyi kullanarak, farklı operasyonlarla yapıyoruz. Dünyada birinciyiz.

 

Sonra aynı soruyu Mehmet Nane'ye soruyoruz. Önce birkaç gün önce alınan ödülü hatırlatıyor ve devam ediyor:

 

- “Aslında bu ödülün altında verimlilik başarısı yatıyor. Sürdürülebilirlik ödül kapsama alanı içindeydi. Filonuz gençse, uçakları havada tutabiliyorsanız, çeşitli operasyonlarda yeşil ekonomiyi kullanabiliyorsanız en verimli hatta en kârlı siz oluyorsunuz. Tam da 'İstikbal göklerdedir' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün anıldığı bir günde göklerden başarı hikâyesi gelmesi sevindirici. Her yıl ödüller alan Pegasus'un bir numara olması istikbali güzelleştiriyor.”

 

Bir de şunu hatırlatalım. Bir uçak demek 80 kişiye iş ve aş demek... Önümüzdeki yıllarda yeni uçakları filosuna dahil etmek için çalışan Pegasus'un uçan bir fabrika gibi çalıştığının altını çizelim.

 

 

Havada kalma süresini uzattı dünyada bir numara oldu
Çiğköftem Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güner

İki Türk firması Almanya'da gövde gösterisi yaptı

 

 

Franchise sektörünün en önemli etkinliklerinden biri sayılan Franchise Expo Germany (FEX24)’e iki Türk firması damgasını vurdu. İki Türk dostu Luana ve Christian Köttler'in düzenlediği fuarda dünyanın en iyi bilinen markalarının karşısında yer alan iki Türk firması âdeta gövde gösterisi yaptı.

 

Stantları en çok ilgiyi çekti. Fuarda çok önemli bir ilk de yaşandı. 

 

Almanya'da bir fuarda ilk defa Türkçe konferans yapıldı. Çok sayıda izleyicinin ilgiyle takip ettiği etkinlikte, fuarın gözdeleri arasında yer alan Çiğköftem Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güner şu önemli bilgileri verdi:

 

- “Dünyanın dokuz ülkesinde 400'ü aşkın şubemiz var. Avrupa'da Marsilya'dan Londra'ya, Amsterdam'dan Berlin'e 150 şubeyi geçti. Avrupa'da en fazla şubesi olan marka biziz. Kendimizi hızlı ama sağlıklı yemek kategorisi olarak tanımlıyoruz. Avrupa'da sağlıklı beslenme bilinci çok daha yüksek olduğu için markamız açısından çok büyük bir fırsat var. Bu yüzden hedefimiz 1000 şubeye ulaşmak. Başarımızda en önemli destek girişimcilerimiz, yani ortaklarımız. Bu konuda biz de çok başarılıyız. Girişimciyi gözünden tanıyoruz.”

 

Bir aile şirketi olarak yola çıkan Çigköftem'in başarı hikâyesini şu sözlerle anlatıyor Ahmet Güner:

 

- “Beşiktaş'taki dükkânımıza Kadıköy'den dahi müşterilerimiz özel olarak gelirdi, sadece çiğ köfte yemek için kilometrelerce yol yaparlardı. 2007 yılında da bayilik vermeye başladık. Ardından bayilerimizin bizimle birlikte fiziki olarak yollara çıktığı Avrupa yolculuğumuz başladı. Belçika'da yaşayan bir Türk yatırımcımızla İlk şubemizi Belçika'da açtığımızda Çiğköftem için yeni bir milat başlamış oldu. Aile şirketimizde her birimizin ayrı bir sorumluluğu vardı. Birimiz üretimden, diğerimiz Türkiye'deki şubelerle ilgili süreçleri yürütmekten sorumluyken bana da Çiğköftem'in Avrupa'daki büyümesi teslim edildi.”

 

Altı ayda yatırımın geri dönüşünün mümkün olduğunu anlatan Ahmet Güner'in sözleri ilgiyle izlendi.

 

Fuarın ilgi çeken diğer Türk markası ise Bursa Kebap Evi oldu... Şirketin Almanya yatırımcısı Yalçın Aşcı, şu anda üçe ulaşmış olan şube sayısını artırmak için var gücü ile çalışıyor.

 

 

 

 

Başkonsolostan destek geldi

 

 

Fuardaki Türk firmalarını ziyaret eden Frankfurt Başkonsolosu İlknur Akdevelioğlu, herkese moral verdi. Firmalara tam destek olacaklarını ifade eden Akdevelioğlu, Almanya'nın özel olarak da Frankfurt'un Türk firmaları için her anlamda önemli olduğunu belirterek, "Almanya iş birliğiyle burada olmak Türk firmalarının önünü açar. Biz de bu noktada her türlü bilgiyi vermeye hazırız" dedi.

 

 

 

Havada kalma süresini uzattı dünyada bir numara oldu

İtalyan makarna devinin anahtarını aldı

 

 

Avrupa sadece zeytinyağına engel koymuyor. Türkiye makarna konusunda da Avrupa'ya ihracatta büyük sıkıntılar yaşıyor. Avrupa, Türk makarnasını engellemeye çalışıyor. Tam bunları konuşurken İtalya'dan bir haber geldi. Bir Türk şirketi Ulusoy Un’un, İtalya'nın asırlık makarna şirketini satın aldığı bilgisi geldi.

 

Bilgiyi İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap'a aktardım. İlginç bir tespit yaptı:

 

- “Fahrettin Bey (Ulusoy) muhteşem bir iş insanıydı. O başarıyı çocuklarına da aktarmış.”

 

 Doğru tespitti. Makarnaya kota koyan Avrupa bunu unutuyordu. Rahmetli Fahrettin Ulusoy'un yetiştirdiği gençlerin önünü kesmek o kadar kolay değildi.

 

1969 yılında kurulan Ulusoy Gıda, önce Türkiye'nin en büyük un üreticisi ve ihracatçısı oldu. Şimdi de 100 yılı aşkın süredir yüksek kaliteli İtalyan makarnası üretimi gerçekleştiren Pastificio Mediterranea şirketinin hisselerinin yüzde 85'ini İspanyol Cerealto grubundan satın aldı.

 

Kurucu Moccagatta ailesi, şirkette görev almaya ve bilgi birikimini aktarmaya devam edecek.

 

Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, "Pastificio'nun 100 yılı aşkın sürede inşa ettiği bilgi birikimi bizleri etkiledi" sözleriyle satın almaya açıktı. Pastificio Mediterranea CEO'su Marco Ferraroni, büyük bir mutlulukla şirketin anahtarını Eren Günhan Ulusoy’a verirken şu değerlendirmeyi yaptı:

 

- “Birlikte şirketimizi ileri bir seviyeye taşıyacağımıza eminiz.”

 

Bu adımla birlikte artık Türklerin ürettiği makarna Avrupa'da eline kolunu sallayarak dolaşacak. Üstelik makarnanın en önemli girdisi un konusunda dünyanın önde gelen şirketi olan Ulusoy'un bu avantajını da arkasına alarak...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.