En son 142 ülkeden 40 bine yakın alıcının katıldığı Zuchex öncesi, sektörün önde gelenleri ile konuşuyoruz.
Hepsi başarıdan bahsediyor...
Bambum Genel Müdürü Selman Yar, başarıyı "farklı ol ayakta kal" şeklinde değerlendiriyor. Arnica Yönetim Kurulu Başkanı Senur Biçer, tek kelime ile "ARGE" diye cevaplıyor soruyu...
Royal Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Türkeş Öngel, "müşteri memnuniyeti" olarak yorumluyor başarıyı.
Sektörün Meclis Başkanı Murat Kolbaşı'nın başarısının enerjisinden geldiğini düşünüyoruz, Kolbaşı her yerde... Sektörün Başkanı Mesut Öksüz başarıyı Made in Türkiye'nin tutmasına bağlıyor.
Özetle züccaciye sektörü iyi gidiyor. Türkiye'nin umudu. Markalaşmada önümüzü açıyor. Biz de başarıda sektör meclisinin TOBB Başkan Yardımcısı Ali Kopuz'a bağlı olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü Ali Kopuz, herkese eşit davranıyor ve sektörün sorunlarını çözüm için ilgili noktalara iletiyor.
Ama esas cevap sektörün inovatif ismi Burak Önder'den geldi... Öyle bir değerlendirme yaptı ki herkesin ders çıkarması gereken özellikler taşıyor.
Sorduk... Neden başarılıyız... Önce giriş yaptı:
"Mutfak eşyaları sektörü krizlerde en son ve en az etkilenen sektörlerin başında geliyor. Bunun sebebi gıda sektörünün tamamlayıcısı olması. Yaşam olduğu sürece gıda sektörü her daim ayakta kalır. Gıda sektörü var oldukça ve mevcut gücünü koruyabildikçe mutfak eşyaları sektörü de mutlaka gücünü korur. Bu sektör çok büyük paralar kazandıramayabilir fakat söylediğim gibi krizlerden ve afetlerden en son etkilenir ve devamlı belli bir rutinde satış hacmini korur."
Bu girişten sonra işin sırrını açıklıyor:
"İhracatı arzulayan, isteyen ve en büyük hedefi olarak belirleyen bir sektör var. Sivil toplum kuruluşları olarak bakarsak ZÜCDER'de EVSİD'de ihracat noktasında iyi işler çıkarmaya çalışıyor. Her sektörde rekabet vardır ama bizim sektörde hem rekabet hem de 'rekaberlik' var."
Evet yeni bir kavram... Rekabet ama birlikte hareket... Rakip olanlar aynı zamanda birbirlerine destek de verebilirler. Rekaberlik bu demek... Başka sektörlere de önerilir.
Çin'de, İspanya'da, Japonya'da, Meksika'da ya da dünyanın bir başka ülkesinde diş operasyonu için koltukta otururken hekimin hastasına şu bilgileri aktardığını düşünüyorum:
-İstanbul'daydım... Muhteşem bir kent... Yemekleri, tarihî özellikleri ile gitmeye değer.
12-15 Eylül tarihlerinde İstanbul'da yapılacak olan Dünya Diş Hekimleri Kongresi'nden mutlu ayrılacak katılımcılar bu konuşmayı yaparlar mı?
Kongre bilgisini aktaran İMPLANTDER Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Akyüz yerel yönetimi ve turizm sektörü ile dünya hekimlerini mutlu gönderdiğimiz takdirde bu konuşmanın olacağını düşünüyor.
Konu diş olduğunda her zaman görüşlerine başvurduğum Oğuz Akyüz şu bilgileri de ekliyor:
"Bildiğim kadarı ile 20 bine yakın katılımcı bekleniyor. 36 ülkeden konuşmacılar var. Türk Dış Hekimleri Birliği Başkanı Tarık İşmen ve yönetim kurulu üyelerinin bu büyük etkinliğin Türkiye'ye gelmesinde büyük katkıları oldu. Ne kadar teşekkür etsek azdır."
Oğuz Akyüz sonra etkinlikte önemli bir yeri olacak implant ile ilgili şu bilgileri aktarıyor:
"Son yıllarda en çok tercih edilen ve hızla yükselen implant tedavisi alanında, Türkiye önemli bir paya sahiptir ve bu alanda ön sıralarda yer almaktadır. Sağlık turizmi çerçevesinde, dental implant tedavisi amacıyla ülkemize gelen turist sayısında önemli bir artış meydana geldi. Sağlık turizmi gelirlerinin 3 milyar doları aştığı günümüzde, diş tedavisi hizmetleri yüzde 15'lik payla sektörde üst sıralarda yer alıyor. Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) ve Dental İmplant Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMPLANTDER), 13 Eylül'de kongre alanında Dental İmplant Sektörel İstişare Toplantısı'nı gerçekleştirecek."
Evet çok önemli bir toplantı... Aslında bu tür etkinlikleri başarmak da İstanbul'a büyük katkı sağlayabilir. Olimpiyatlara ulaşmak için bu tür etkinliklerde başarılı olmak da çok önemli. İstanbul bir zamanlar kongreler kentiydi. Şimdi de İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç önderliğinde bu konuda çalışmalar yapılıyor. Ama herkesin çalışması gerekiyor.
Çok umut bağladığımız e-Ticaret, e-İhracat bazı nedenlerden dolayı zaman zaman kesintiye uğruyor. Son olarak BTK tarafından Instagram'a getirilen ve 8 gün süren erişim yasağı, tek bir platformda ticaret yapanlar için çok kanallı iletişimin önemini ortaya koydu. E-Ticaret'te tüm yumurtaların tek bir sepete konmaması gerektiğine dikkat çeken TOBB E-Ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-Ticaret Sistemleri Kurucu CEO'su Cenk Çiğdemli şu öneriyi getirdi:
"Yaşanan bu kriz, ticareti herhangi bir platforma bağlı olarak yürütmenin ne kadar tehlikeli olabileceğini bize göstermiş oldu. E-Ticaret yapıyorsanız asla tek bir platforma bağlı kalmamalısınız. E-Ticaret siteniz mutlaka olmalı. Satış ve reklam yönetiminizi farklı platformlara yaymalısınız. Yumurtalarını tek sepete koymayan, yani E-Ticaret sitesi üzerinden çok kanallı bir pazarlama stratejisi yapan siteler krizden çok fazla etkilenmedi. Birkaç gün içinde reklamlarını Google ve YouTube gibi platformlara kaydırarak sitelerine gelen müşteri trafiğini düzenlemeyi başardılar."