TÜSİAD'ın ilk işi özel sektörü depreme hazırlamak olacak

Yıllar önceydi... Orhan Turan İstanbul’da ortaya çıkan ve Anadolu'ya da yayılan küçük ama dinamik şirketlerin yolunu açmak onları dünya ile bütünleştirmek için çaba içindeydi.

 

O günlerde KOBİ bile denemeyecek şirketlerin birleşmesi, güçlenmesi ve dünyaya açılması için birbiri ardına ortak akıl toplantıları yapıyordu.

 

Sonra kendi şirketinin bulunduğu alanda yani yalıtımda bu birliktelikleri oluşturdu. Bu alandaki örgütlenmeye önderlik ve başkanlık yaptı.

 

Bu özelliği onu Türkiye'nin en yaygın örgütlenme ağı olan TÜRKONFED'e başkan yaptı.

 

Burada Anadolu ile çok önemli birliktelik kurdu. KOBİ'lerin önü açıldı. Ve bu başarıları onu Türkiye'nin patronlar kulübü diye bilinen TÜSİAD'ın başına taşıdı.

 

Eczacıbaşı, Koç, Sabancı, Özilhan gibi soyadı herkes tarafından bilinen isimlerin başkanlık yaptığı bu önemli kurum şimdilerde Orhan Turan tarafından yönetiliyor. TÜSİAD Orhan Turan başkanlığında perşembe günü genel kurulunu yapacak.

 

Hemen söyleyelim bu genel kurulda seçim yok. Orhan Turan bir yıl daha yoluna devam edecek. Sonrasında ne olur bilinmez. Turan, bırakma niyetini gündeme getiriyor ama yine de belli olmaz diyelim.

 

Orhan Turan genel kurulda önemli bir konuşma yapacak. Önemli mesajlar verecek. Ama geçtiğimiz günlerde Adıyaman'da verdiği deprem mesajından sonra yeni dönemin ana konusu sanki biraz ortaya çıktı. Türkiye'de depreme dayanıklı binalar konusunda 40 yıldır çalışmalar yapan bir kuruluşun kurucusu olan Orhan Turan özellikle İstanbul'u depreme hazırlama konusunu önümüzdeki dönemde iş dünyasının gündemine taşımak niyetinde.

 

Buna ilişkin mesajı 6 Şubat depremlerinin ikinci yıl dönümü nedeniyle Adıyaman'ı ziyaretinde şu sözlerle verdi:

 

- İki yıl önce ülke olarak çok büyük bir acı yaşadık. Depremin ardından, TÜSİAD olarak bölgeye yardım için üyelerimize bir çağrı yaparak hızla TÜSİAD Deprem Destek Ağı'nı oluşturmuştuk. Üyelerimiz deprem sonrası yaraları sarmak, orta ve uzun vadeli projelerle bölgenin sosyoekonomik toparlanmasına destek olmak için tüm imkânlarını seferber etti. Bölgede pek çok üyemizin destek çalışmaları sürüyor. Edindiğimiz bilgileri üyelerimizle paylaşarak, bölge ve iş dünyası ile iletişim hâlinde olmaya, depremden etkilenen tüm illere destek olmaya devam edeceğiz.

 

Bu sözlerden sonra yeni dönemdeki önemli mesajını aktardı:

 

- Bu süreçten çıkarmış olduğumuz dersleri, gelecekteki afetlere hazırlıklı olmak için iyi kullanmak zorundayız. Marmara depremi karşısında, özel sektörün hazırlıklı olması için çalışmalara ağırlık vereceğiz 25 Şubat'ta İstanbul'da bir Deprem Konferansı düzenliyoruz. Bu konuda kamu, iş dünyası ve akademiden çok önemli konuklar bizlerle birlikte olacak. Depremi ve konunun Türkiye için kritik önemini tüm paydaşlarımızla birlikte ele alacağız. Depreme hazırlıklı olmak konusunu hem kamuoyu hem de iş dünyası gündeminde tutmaya devam edeceğiz.

 

Evet depreme hazırlık, sağlıklı, dayanıklı binalar demek... Türkiye'de bu işi en iyi bilen isimlerden biri Orhan Turan... TÜSİAD gibi önemli bir kurumun başında. Herkes İstanbul depremine ilişin çok önemli tespitler yapıyor. Ama hâlâ sorun orta yerde duruyor. Birinin el atması, önderlik yapması gerekmez mi?

 

 

 

Sorarak teşekkür edeceğiz

 

 

Kendimizi övmeyi pek sevmeyiz... İsteriz ki başkaları yaptıklarımızı takdir etsin... Bu anlayışta olduk ve olmaya da devam edeceğiz.

 

Ancak İhlas Medya Grubu'nun aylık ekonomi dergisi ile ilgili araştırmayı sizinle buradan da paylaşmak isteriz. İş dünyası ekonomiyi dergimizden takip ediyor.

 

Farklı araştırmalar bunu doğruluyor. Üstelik araştırmaları da biz yaptırmış değiliz. Yazı İşleri Müdürümüz Hüsne Pamuk bunu ayrıntıları ile yazdı. Ben de siz okurlarımızla paylaşmak istedim. Bu noktaya gelmemizde iş dünyasının önemli isimlerinin önerileri, tespitleri çok etkili oldu. Onlara tek tek teşekkür ediyoruz. Ama bir isim var ki ona yarın özel olarak teşekkür edeceğiz.

 

İlk sayımızda kapak yaptığımız, görüşlerini paylaşan Bülent Eczacıbaşı bu defa kitabı ile ilgili bilgilendirmeler yapacak ve bizlerle birlikte olacak.

 

Sohbetin ayrıntılarını dergimizin mart sayısında bulabilirsiniz. Yine de konuşacağımız konular hakkında bir iki ipucu vereyim.

 

Mesela danışmanların yararlarını soracağız... Babası Nejat Eczacıbaşı ile diyalogları, Sakıp Sabancı ile TÜSİAD'da çalışırken öğrendikleri anekdotlar soracağımız konular arasında olacak.

 

Neden büyük sorulara tek kelimelik cevapların doğru olmadığı, kriz ile sorun arasındaki farkı, Nietzsche’nin "Beni öldürmeyen şey güçlendirir" sözünü Türkiye'ye nasıl uyarladığını gündeme getireceğiz.

 

Soracağımız çok şey var. O bizim ilk sayımızda vardı, yeni bir derginin doğuşuna uğurlu geldi. Bizim teşekkürümüz sormak olacak. Sizin de sorularınız varsa bekliyoruz...

 

 

 

 

 

 

 

Lahmacunu dünyaya sevdirecek

 

 

Son dönemde gastronomiyi çok konuşuyoruz. Konuyla ilgili lezzet uzmanlarımız oluştu. Son TÜRYİD genel kurulunda gördük ki artık bizim dünyanın önemli kentlerinde marka olmuş ya da olmaya aday mekânlarımız var.

 

Türkiye artık gastronomi turizmini konuşuyor. Gastronomi yazarlarımız oluştu.

 

En önemlisi artık ünlü şeflerimiz var. O şeflerin bazılarını bütün dünya tanıyor.

 

Özlem Mekik bunlardan biri... Bu işe küçük yaşlarda başlamış bir isim. Eğitimini almış, önemli kurumlarda önemli başarılar elde etmiş ve en önemlisi Çanakkale'ye dolayısıyla da Türkiye'ye önemli bir tatlı markası kazandırmış bir isim.

 

Çanakkale Troya Tatlısı onun eseri... Artık bu tatlı dünyaca biliniyor ve Çanakkale'deki restoran ve otellerin menüsünde yer alıyor.

 

Özlem Mekik şimdi yeni bir atağa daha hazırlanıyor. Geleneksel lezzetimiz lahmacunu uluslararası fast food zincirlerinin karşısına çıkarmaya çalışıyor.

 

Laamaacuun markası ile başlattığı bu uygulama ilk meyvesini Bağdat Caddesi'nde açılan bir mekânla verdi. Bu önemli projenin en büyük destekçisi Amasya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Murat Kırlangıç oldu.

 

Yeni marka geleneksel lahmacunun yanı sıra daha çok gençlere hitap edecek yeni lezzetlerine de güveniyor. Bu konuda bakın Özlem Mekik ne diyor:

 

- Gençler lahmacun yerine uluslararası markaları tercih ediyorlar. Onları geleneksel lezzetlerle buluşturmayı hedefledim. Önce Türkiye'de sonra da dünyada lahmacunu geleneksel ve yeni hâlleri ile sevdirmeye çalışacağız.

 

Ne demeli... Yeni şefler Türkiye'nin gastronomiden ekmek yemesini sağlayacak gibi...

 

 

 

 

Celal Toprak'ın önceki yazıları...