Üretimin kahramanları Eskişehir'de bir araya geliyor

A -
A +

Perşembe günü yani 20 Şubat'ta Eskişehir muhteşem bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş'ın önderliğinde gerçekleşecek etkinliğe üretimin kahramanları damgasını vuracak. Kadın kooperatiflerinden KOBİ'lere, önde gelen sanayicilerden sivil toplum örgütlerine her kesim bir araya gelecek.

Üretimin kahramanları Eskişehir'de bir araya geliyor
Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş

Güvenilir Ürün Platformu olarak yerel üretimin desteklenmesi amacıyla düzenlenen etkinliğe, Gıda Perakendecileri Derneği üyeleri ve Başkanı Alp Önder Özpamukçu ile Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce de katılacak.

 

Üretimin kahramanları, önceki yazımızda duyurduğumuz Bülent Eczacıbaşı buluşmasında da gündeme geldi.

 

Üretimin kahramanları Eskişehir'de bir araya geliyor

 

Bülent Eczacıbaşı'nın beşinci kitabı "Biraz Daha Düşününce"den yola çıkarak Türkiye'de İş Dünyası dergisi tarafından düzenlenen etkinlikte önce babası Nejat Eczacıbaşı ile ilişkilerini sorduk. Cevap duygusaldı:

 

-Babamla farklı kuşakların temsilcileriydik. Şimdiki zaman ile o zamanlar farklıydı. O zamanlar daha mesafeli ilişkilerimiz vardı. Örneğin babama hep 'siz' diye hitap ederdim. Nejat Bey'den bugüne kadar ne nasihat ne de şu işi şöyle yap gibi bir şey hiç duymadım. Babamın yöntemi daha çok örnek olmak ve yaşadıklarını anlatmaktı. Aynı düşünmediğimiz konularda dahi mutlaka bir fikir birliğini sağlayarak hayatımızı sürdürdük. Baba-oğul çatışmalarının, fikir ayrılıklarının olmadığı bir iş hayatı geçirdik. Bu da benim için çok büyük bir şans oldu.

 

Sonra büyük çoğunluğu ile birlikte çalışma şansı bulan Bülent Eczacıbaşı'ndan duayenleri anlatmasını istedik, farklı bir yorum getirdi:

 

-Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Feyyaz Berker, Jak Kamhi, Selçuk Yaşar, Şahap Kocatopçu gibi isimlerden aldığımız iş ve toplum anlayışı ben ve benim kuşağımın üyeleri üzerinde çok etkili oldu. Bu insanların toplumsal sorumluluk anlayışı vardı. Bu toplumsal sorumluluk anlayışı bugünkünden çok farklıydı. Toplumsal sorumluluk kelimesinden hoşlanmıyorum, zaten az önce saydığım isimlerden de hiç böyle bir söz duymadım. O zamanlar toplumsal sorumluluk gibi bir söz yoktu. Çünkü o dönem şöyle bakılıyordu; "Biz Türkiye'nin her sorunundan sorumluyuz. İmkânlarımız var. Devlet her şeye yetişemez. Bu devlet genç ve imkânları sınırlı. Bizim mali imkânlarımız, dünya çapında ilişkiler kurma yetimiz, organizasyonlar yönetme imkânlarımız var. Dolayısıyla Türkiye'nin her şeyinden sorumluyuz" anlayışı vardı. Bugünkü toplumsal sorumluluk anlayışından çok farklı bir anlayış vardı o zamanlar. 1980'li yıllardan itibaren bunun tam tersi bir anlayış hâkim oldu. Bu anlayış şuydu: Sanayi ve ticari kuruluşlar kendi işlerinden sorumludur, başka hiçbir işten sorumlu değillerdir. Eğer başka işlerden sorumlu olurlarsa kaynakları ziyan ederler. Hayır işleri gibi işler yapmaya kalkarsanız sizin böyle bir sorumluluğunuz da yetkiniz de yok... Bu anlayış 1980'li yılların öne çıkan anlayışıydı. Hissedarlar için en büyük öncelik oldu, insanların kafasına çakıldı. Ama daha sonra döndü dolaştı her şey yine kuruluşların aslında sadece hissedarlara karşı değil daha çok paydaşa ve topluma karşı sorumluluğu olduğunu bir kez daha önümüze koydu. Bu açıdan babalarımızın kuşağının çok daha ileri görüşlü, özverili ve sorumluluk anlayışında olduklarını söyleyebilirim. Sakıp Bey de bunun bir parçası ve en güzel örneklerinden biriydi. Yaptığı projeler, Sabancı Topluluğu'nun Vakfı, Türkiye'nin her köşesinde oluşturdukları eserlerin benzeri var mıdır, bilemiyorum. Sakıp Bey'in bir diğer en önemli özelliği de gençlere değer vermesiydi. Beni ve birkaç arkadaşımı TÜSİAD Yönetim Kurulu'na aldı ve bize, "Ben bir sene başkan olacağım daha sonra siz geçeceksiniz" dedi. Ardından da hepimiz sırasıyla başkanlıklar üstlendik.

 

Evet üretimin kahramanlarının perşembe toplantısı ile başladık, eski günlere gönderme yaptık...

 

 

 

 

Lider kalmak istiyorlar

 

 

Türkiye'nin en etkili ve en fazla katılımlı gıda etkinliğindeydik.

 

Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu'nun düzenlediği geleneksel Uluslararası Un Kongresi yerli ve yabancı 1500'e yakın katılımcı ile gerçekleşti.

 

Un ihracatında Türkiye'yi dünya lideri yapan sektör, sorunlarını ve geleceğini tartıştı.

 

Bu yıl iklim, su ve tarım teması etkinliğe damgasını vurdu.

 

Kongreye "Tahıl Piyasalarının Dünü, Bugünü ve Yarını'' paneli damgasını vurdu.

 

Özellikle İhracat Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Kılıç'ın, ihracatın büyük kısmının bazı ülkelere sıkışmasının aşılması ile ilgili tespiti sektörde ilgiyle karşılandı. Yine bu panelde konuşan Türkiye Ürün İhtisas Borsası Genel Müdürü Ali Kırali'nin yeni sisteme ilişkin çalışmaları anlattığı bölüm soru yağmuruna tutuldu.

Üretimin kahramanları Eskişehir'de bir araya geliyor
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı Haluk Tezcan

Tam 11 yıldır Türkiye'yi dünya lideri yapan un sektörünün Başkanı Haluk Tezcan ve yönetim kurulu üyeleri "lider olmak değil kalmak önemli" düşüncesinden yola çıkarak beklentileri paylaştılar. Başkan Tezcan şu noktanın altını çizdi:

 

-Liderlik, ihracat yapan firmalarımızın başarısı. Toplam 190 ülkeye ihracat var ama temelde 4-5 ülke ağırlıklı. Yeni pazarlar için mesai harcıyoruz. Kendi buğdayımızla rekabeti korumak mümkün değil. İthal una ihtiyacımız var. Biz dünya fiyatlarından buğday almalıyız ki un ihracatında lider olalım. İşte o zaman liderliğimiz sürer. Güçlü bir sektör var. Başarılıyız.

 

 

 

 

Kızı babasının izinden gidiyor

 

 

Kadın girişimcilerin Türkiye'deki gücü, son yıllarda önemli bir ivme kazanarak uluslararası başarılara dönüştü.

 

Son olarak Işılay Reis Yorgun, kadın girişimciliği ve sürdürülebilir tarım alanındaki çalışmalarıyla Türkiye'den sonra uluslararası platformlarda da ödüle layık görüldü.

 

Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda TOBB İstanbul Kadın Girişimciler İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Işılay Reis Yorgun, 2025 yılında IWEC International Women Entrepreneurial (Uluslararası Kadın Girişimcilik) Ödülü'nü aldı.

Üretimin kahramanları Eskişehir'de bir araya geliyor
Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun

Bakliyat Köyleri projesi ile kadın üreticileri ön plana çıkardığı için 'Geleceği Besleyen Marka' ödülünü kazanan Işılay Reis Yorgun'un bu başarısı en fazla babası Mehmet Reis'i etkilemiştir.

 

Çünkü Mehmet Reis yıllardır Türkiye'de gıda ve tarım için önemli projelere imza atıyor. Kızı da babasının izinden gidiyor.

 

 

 

Celal Toprak'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.