Suriye’de Esad rejimi yıkıldı. Baas bitti, gitti. 54 yıllık Esad ailesi dönemi bitti. Yıkım, enkaz, katliam ve zulümle geçen bir dönemdi.
Suriyeli muhaliflerin ve Suriye Millî Ordusu’nun ortaklaşa hareketiyle Şam’a kadar gidildi. Şimdi her şey gözümüzün önünde oldu. Türkiye’nin Suriye’de en büyük aktör olacağı ortada. Bütün bunlara rağmen Suriye’de olup bitenleri hâlâ eski kafayla analiz edenler var. Hakan Fidan’ın dediği gibi kimse kendini güncellemiyor, update etmiyor. Üçüncü dünya kafasıyla olayları yorumlamaya çalışıyorlar.
Mesela Suriye’deki olayların arkasında İngilizler var diyenler. Sizlere sormak isterim, deliliniz ne? İngiliz medyasında, “Suriye’deki olayların arkasında esas beyin İngilizlerdir” diyen tek yorum görmedim. Ama “Türkiye çok güçlendi” diyen, “Suriye’de yeni dönemle ilgili Türkiye ile görüşmek zorundayız" diye yazan çok makale gördüm. Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlerin çizdiği haritalardan beri bu coğrafyada her şeyin arkasında onları görmek ne kadar sağlıklı bir bakış açısı? İngilizler bu olayın içindeyse kendilerini gizleme ihtiyacı duymazlar bile.
“İsrail her şeyi yapıyor”, “HTŞ ile İsrail ortaklar” diyenlere de seslenmek lazım. Madem ortaklar neden silah depolarını, askerî tesislerini vuruyor İsrail ordusu? HTŞ ile anlaşmalı, o zaman silahları onlara bıraksın. Eğer İsrail bu olayları kurguladıysa, ABD Dışişleri Bakanı Blinken neden apar topar Türkiye’ye geliyor? AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen haftaya neden Hakan Fidan’la görüşmek istiyor? Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock neden Suriye’de artık ana aktör Türkiye’dir diyor... Sorular böyle çoğaltılabilir.
ABD yaptı diyenler, ABD-Rusya anlaştılar diyenler o zaman HTŞ ile bu devletler anlaştı mı? Suriye Millî Ordusu kimin desteğini alıyor. Ünlü sosyolog Şerif Mardin, “Ayrıntıyı bilmeyen komplo yapar” demişti. Elbette komplolar vardır. Bir yerde cinayet, patlama, suikast varsa orada komplo aranır.
Suriye’de neyin ne olduğu açık. Türkiye artık ana aktör. Ama hâlâ kendi ülkeni önemsiz görüyorsan bunda eğitim sisteminin ve kendini işe yaramaz görme düşüncesinin de katkısı var. Eski sistemin alışkanlıklarıyla bugünün sistemi yorumlanamaz. Şartlar sürekli değişiyor. Peter Drucker’ın dediği gibi: “Dünün çözümleri bugünün sorunlarıdır. Bugünün çözümleri yarının sorunlarıdır.”
İşte İran yıllardır yatırım yaptığı Suriye’de saf dışı kaldı. Rusya Suriye’den çıkmak zorunda kaldı. Üslerinin akıbeti belirsiz. Bütün dünya şaşkın.
Ian Bremmer gibi analistler Esad gitmez diyordu ama yanıldı. Batı medyasında çoğunluk Esad kalır dedi. Çünkü bilginin hızlı ve çabuk olduğu bu çağda her şeye ulaşmak kolay değil. Hangi bilgi doğru, hangisi yanlış bilinemiyor. Sahayı bilmek de gerekir.
O yüzden Suriye’de olup bitenleri komployla değil sağlam ve güvenilir bilgilerle analiz etmek gerekir. Ayrıca bazen kendi ülkenize de inanmanız ve güvenmeniz gerekir.
Cem Küçük'ün önceki yazıları...
İsrail amerikadan aldığı güçle bunu kullanarak işi ileriye taşımaya çalışıyor.pek durmayada niyeti yok .Bizim müslüman toplumu olarak suriye üzerinden birlik olup israili durdurmamız gerek yoksa daha çok çanlar gidicek.netenyahu aldığı güçle it gibi saldırıyor her yere buna dur demenin vakti gelmeli