2011 yılına girmeye iki haftadan az bir süre kaldı. Yıllar yılları kovaladı... Türk TV yayıncılığını, 2000 öncesi ve sonrası diye ikiye ayıracak olursak, kimi yapımlarla gelenler gidenleri arattı, kimi giden yapımlar da "Oh nihayet bitti" dedirtti!... Aslında insan hafızasında üç tür iz kalır; iyi, kötü ve sıradan! İyiler, hasretle anılır, kötüler, "İllallah" denilerek, sıradan olanlarsa unutularak!... Gönlümüz ve beynimiz, unutulanları devre dışı bıraktığına göre, geriye sadece ikilemler kalıyor dünyevi yaşantımızda; gece-gündüz, güzel-çirkin, siyah-beyaz ya da iyi-kötü gibi... Herkes dilediğini beğeniyor ve seçiyor; "reklâmın iyisi kötüsü olmaz" misâli... Ancak öyle ürünler, fikirler, üretmeler, icraâtlar ve olaylar vardır ki, bir toplumun vazgeçilmez ortak değerleri olurlar; insanlık için gerçek anlamda gönüller âleminde derinden birer iz bırakan eserler, yayınlar ve yapımlardır bunlar?!... "Aptal Kutusu"nun vazgeçilmez cazibesine kapılarak, gece- gündüz takip ettik bütün bu olan biteni bugüne dek; isteyerek ya da istemeyerek!.... İşin aslı, "izlettirme kurnazlığı ve güdümüyle" seyretmekteyiz; bütün TV kanalları, yapım ve yayınlarını!... Çoğunu ise, birer tüketim çılgını gibi, satın almakta sürekli beynimiz; gece ve gündüz ayırımı yapmaksızın?!... Korkarım, TV yayınlarını tüketme çılgınlığı sonucunda, bir gün haciz memuru dayanabilir beynimizin kapısına ansızın?!... İş işten geçmeden, artık seçici ve bilinçli bir TV tüketicisi olalım da, pirincin taşını ayıklamayalım!!.. 2011 için bilinçli, güzel ve faydalı seyirler temennisiyle!...