Enver Seyidoğlu

Bugünkü yazımda TV eleştirmenliğini, sağduyulu ve kadirşinas seyircilerime bırakıyorum... Ve bakın, TV üzerine ne kadar da isabetli eleştirileri var yurdum insanının!...

2011 yılına girmeye iki haftadan az bir süre kaldı. Yıllar yılları kovaladı... Türk TV yayıncılığını, 2000 öncesi ve sonrası diye ikiye ayıracak olursak, kimi yapımlarla gelenler gidenleri arattı, kimi giden yapımlar da "Oh nihayet bitti" dedirtti!... Aslında insan hafızasında üç tür iz kalır; iyi, kötü ve sıradan! İyiler, hasretle anılır, kötüler, "İllallah" denilerek, sıradan olanlarsa unutularak!...

Dünya literatüründe, "Magic Box (Sihirli Kutu)", "Aptal Kutusu" ve bir zamanların "Beyazcam"ı olarak nitelendirilen televizyon, nelere kadir değil ki?... Seyircisine, toplumuna neleri vermesi gerektiğini bildiği gibi, neleri alacağını ve götüreceğini de çok iyi biliyor!...

Akşam vaktinin 19.00-23.00 saâtleri arası, TV kanallarının en çok izlenilen kuşağı olduğu için buna "Prime Time" deniliyor.

Pazar günleri saat 20.00'de Show TV'de 'Yetenek Sizsiniz' adlı program ekrana geliyor.

Bu dünya âleminde hiçbir şey baki kalamıyor. İşte, 9 günlük tatilin de sonuna gelmiş bulunuyoruz...

İki gün sonra yani salı günü, inşallah mübarek Kurban Bayramını idrak edeceğiz. Bu sene dokuz günlük bir bayram havası yaşanacak ülkemizde.

Beş on sene önceki yerli dizilerle günümüz dizileri arasındaki kalite farkı tartışılmaz! Bazıları hariç, günümüz yerli dizileri, genellikle senaryosu, çekimleri, oyunculuğu, müzikleri ve görselliğiyle çok daha başarılı bir nitelikte ekrana geliyor. Uluslararası standartlarda, sit-com ve diziler çektiğimiz rahatlıkla söylenebilir.

Değerli okurlarım; bugün, son zamanlarda gerek Radyo ve Televizyon Üst kurulu (RTÜK) ve gerekse ilgili uzmanlara, sağduyulu seyircilerimiz tarafından TV yayıncılığı ile ilgili gönderilen şikâyet, öneri ve sonuçları paylaşmak istiyorum sizlerle!...

Çok değil; en fazla 5 yıl öncesine kadar TV'de yayınlanan çoğu dizilerin kalitesiz ve sakıncalı olduğundan söz eder, bu çoğu dizileri bu köşemden yerden yere vururcasına eleştirirdim.

İki hafta öncesinde özellikle TV haber bültenlerinde, seyircilerin psikolojik dengesini bozmaya yönelik bazı haber, görüntü ve veriliş tarzlarına değinmiş ve trafik kazaları haberlerinin ekrana getiriliş biçimini eleştirmiştim.

Hemen hemen bütün dizi filmlerin bitimine doğru, âdeta seyirciyle dalga geçiliyor!... Herhangi bir diziyi seyrederken, o bölümün artık yavaş yavaş sonuna doğru gelindiğini çoğumuz hissedebiliyoruz.

Bütün TV kanallarının haber bültenlerinde, seyircinin psikolojisini son derece olumsuz bir biçimde etkileyen bazı haber, görüntü ve veriliş tarzlarından örnekler vermek istiyorum bu hafta da...

Bugün Türk Dil Bayramı! Mustafa Kemal Atatürk'ün isteği doğrultusunda 26 Eylül 1932'de Dolmabahçe Sarayı'nda toplanan I. Türk Dil Kurultayı'nın açılış günü olan 26 Eylül, Türkiye'de Dil Bayramı olarak kabul edildi.

İnsanlar, iş yerlerinde ya da evlerinde olsun, uzun uzadıya çalışmaktan bîtap düştüğünde, pek de düzenli ve periyodik bir TV izleyicisi olamıyor. Meselâ dizi filmler, düzenli bir iş ve ev hayatını sürdürmeyi gerektiren ya da dinlenmeye ve vakit harcamaya daha müsait bir kitleye hitap eder genellikle.

Bir ramazan-ı şerifi ve güzelim bayramını daha idrak etmenin huzurunu yaşadık. İnşallah daha nice ramazanlar ve bayramları yaşamanın sevincini yaşarız hep birlikte.

Mübarek Ramazan-ı şerifin sona ermesine dört gün kaldı. Bugün ise, 'bin aydan daha hayırlı olan' Mübarek Kadir Gecesini inşallah hep birlikte idrak edeceğiz.

Uluslararası pazarlama ve reklâmcılık şirketi Nielsen'ın, 55 ülkede 27 bin kişinin televizyon ve video izleme alışkanlıklarını inceleyen bir araştırması sonucu, Türkiye'nin ortalama 4 saât 17 dakikayla dünyada bir gün içinde ekran başında en çok zaman geçiren sekizinci ülke olduğunu geçen hafta açıklamıştık.

Mübarek Ramazan-ı şerifi neredeyse birkaç gün içinde yarılamış olacağız. Her elem, acı ve keder dolu günler dahi geçici olduğuna göre, hayırlı, uğurlu, bereketli, huzur ve sağlık dolu bir ramazan ayı da geçmekte.

Ramazan-ı şerifin 5. günündeyiz... Beş sahur gecesi geçirdik ve bugünle birlikte beşinci oruç gününü idrak ederek iftarımızı açacağız İnşallah!...