"Televizyonkolik" ve "İnternetkolik"

A -
A +

Dünya literatüründe, "Magic Box (Sihirli Kutu)", "Aptal Kutusu" ve bir zamanların "Beyazcam"ı olarak nitelendirilen televizyon, nelere kadir değil ki?... Seyircisine, toplumuna neleri vermesi gerektiğini bildiği gibi, neleri alacağını ve götüreceğini de çok iyi biliyor!... "Veren el, alan elden üstündür" ancak televizyon, genellikle hep almayı kendine âdet edinmiştir... Sonuç itibarıyla TV, seyirci beynini işgâl ederek geçimini sürdürür!... Ülkemizdeki TV yayıncılığı ise tam anlamıyla rayına oturmadığı için de bakın neleri alır, neleri verir ve genellikle hangi tür yayın ve yapımlara pek yanaşmaz, şöyle bir sıralayalım: > Gündüz kuşağında yayınlanan izdivaç programlarıyla mânâyı, mahremiyeti ve gizemi ortadan kaldırarak herkesin özel hayatını kendine ortak ettirir... > Yerli dizi sektörü, her ne kadar nitelikli bir seviyeye ulaşmışsa da, çeşitli şiddet, abartı, duygu sömürüsü ve ajitasyon (kışkırtma) yöntemlerini kullanarak sadece reyting elde etmeyi hedefler... > Genellikle haber bültenleriyle, moral-motivasyon çökertilir ve aralara, sürekli gerginlik ihtiva eden haber, yorum ve görüntüler serpiştirilir... > Tarih, kültür, sanat, bilim gibi, toplumu geliştiren, aydınlatan, düşündüren, bilinçlendiren ve yönlendiren yapımlar yerine -sadece ve sadece 'reyting' uğruna- özünden, ruhundan ve kimliğinden uzaklaştıran programlara yer verilir... > Ve en önemlisi; hayatımızı, ömrümüzü, iletişimimizi, ilişkilerimizi, muhabbetlerimizi, beynimizi, ruhumuzu ve dünyadaki en kıymetli hazinemiz olan vaktimizi işgâl eder ve karşılığında da bizleri, içinden bir türlü çıkamayacağımız bir alışkanlık ve bağımlılık girdabına sokar ki, bir bakmışız, sonunda hepimiz -farkında olmadan- birer 'Televizyonkolik' ya da 'İnternetkolik' olmuşuz?!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.