Avropalı olduk sonunda...

A -
A +

Alamancıları anlamakta zorlanırdık. Mürekkebi tükenen basmalı tükenmezleri fıydırır atar, gazı biten çakmakları savururlardı sokağa. İçin gider, oralarda oyalanır, ayrılmazsın. Bakan yoksa çaktırmadan alır atarsın çantaya... Bakkallarda tükenmez içi satılır, değiştir tamam, on numara! Şeffaf çakmakları da Büyük Postanenin aralığına götürür sibop taktırırsın. Cillop gibi olur, çakar çakmaz çakar. Bunlar parayla alınan şeyler, kim bilir kaç lira? Gurbetçiler şaşkınlığımıza güler, damarımıza basarlar inadına: "Yiğenim bu gâvurların bi günleri oluyo, evlerinde fazlalıkları çıkarıp kapının önüne koyuyorlar." -Ne gibi? -Ya ne bileyim sehpa, komodin, kanepe, buz dolabı, çamaşır makinesi, teyp, pikap, çocuk arabası, meşin top, paten, bisiklet aklına ne geliyorsa... - Bisiklet mi dedin? - He ya hem de viteslisinden... Tüy gibi hafif, bazıları hiç kullanılmamış, lastiklerinin çivileri duruyor daha... - Yani alsan suç değil. - Aksine memnun olurlar. Mahallemizde sadece bir çocuğun bisikleti vardı, hiç unutmam Phoneix marka. Dedesi işe gider gelirmiş zamanında, günü dolup da tekaüt olunca... Pek matah bir şey değildi, çubuk frenli, balon tekerli, belki kırk okka... Kopilin elinde bez, siler parlatır, siler parlatır, kıskananlar çatlaya!. Hatta köftehor çizilmesin diye kadrosuna, çatalına şerit dolamıştı bir ara. İstesem verir ama ne yüz eğecem yaa... Gider kiralarım icabında. Kiralığın beş dakkası yimbeş, ancak alametler ikinci dakkada dağılırlar. Yok zincir atar, yok pedal çıkar, hevesin kalır kursağında. Sen de tut de ki "bizim orada bisikletleri sokağa bırakıyorlar". Hani nispet yaparcasına. KINADIK, BAŞIMIZA... Şimdi tuzu kuru sitelerde yüzlerce bisiklet görüyorum, atılmışlar sağa sola... Üzerinden yaz geçmiş, kış geçmiş, jantlar kıpkızıl pas, boyalar harita. Bir çocuk bisikletini nasıl bırakabilir sokağa? Nasıl silmez parlatmaz, odasında saklamaz. Yeni nesil bi alem... Her gördüklerine sulanıyor, çabucak usanıyorlar. Odaları ardiye gibi, giyilmedik urbalar, unutulmuş oyuncaklar... Sürekli bi mızmızlık hali, dudaklar büzük, omuzlar sallanıyor, yüzlerinden düşen bin parça. Ne dersiniz? Her istediklerini yapmakla zarar mı verdik onlara?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.