Beşi beş kuruştan beş yumurta...

A -
A +

Anamız niye gün boyu çorap yamardı? Demek pahalı bir şeymiş, eğer yenisine güç yetirecek olsa... Şimdi yarım düzinesi 5 lira, almayanı dövüyorlar Aksaray'da... Yedek zabitlik yıllarım. Tırıvırrı bir elektrik süpürgesi sordum, baktım maaşımdan fazla. Gedikli başçavuşumuz "bu ne ki " dedi, "Diyarbakır da vazife yapıyorum. O yıl hava nasıl sıcak. Dayanamadık, hanımın kolundan beş burma bilezik çıkardık ve buzdolabının ilk taksitini yatırdık." Ki o buzdolapları dört köşe sac olur, bir de kapı, fitil ve pompa... Boyası uyduruk bişeydir, eteklerinden eteklerinden çürüdüğünü görürsün, zor çıkar bir sonraki yıla... Anam rahmetli o sene yememiş içmemiş halı almıştı. Ne sıkıntı çekmiştik ama. İlk evlenen alsın götürsünmüş... Lâf! Sümüklerimiz akıyordu daha. Halı mühim, olmazsa olmaz. Kırk yıl kullanırsın ipi çıkar, camiye bağışlarsın, ağız dolusu dua. Karikatürlerde bile hırsızın omzunda halı olur, şimdi iki defa yıkatıyor üçüncüde bırakıyorlar sokağa. Komşum kızına pek düşkündü, henüz ilk mektepteyken çeyiz düzdü çocuğa. Çamaşır makinesi bile aldı. Şanzımanlısından! Merdanesi parmak ezenler olur ya, ondan. Hele saçından tülbentinden bi yakalasın. Allah muhafaza! Yapma dedim, etme dedim dinletemedim... O paraları arsaya araziye yatırsaydı var ya... Yerli araba 60 bin liraydı hiç unutmam. İyi bir maaş da çok olsun bin lira. Bu gün iyi maaşa 3 bin lira desek... Çarpı 60, otur hesapla! HAYAT MI UCUZLADI? Geçen gazetemizde bir reklâm gördüm. Bir market kırtasiye malzemelerinin fiyatlarını vermiş vatandaşa. Bakıyorum 12'li sulu boya takımı 1.95 Eskiden sene başında alınır, kullanılır, öbür seneye kalırdı hatta. Rengi küle döner, yine de atılmaz. Niye? Çok para! 12'li kuru boya 175 kuruş. 12'li kırmızı kalem 150. İlk atlas 195, orta atlas 295. Bunlar evladiyelik olurdu, nesilden nesle aktarılırlar. Makas 95 kuruş, tel zımba 195, cetvel, gönye iletkiden müteşekkil "hendese seti" 75 kuruşa. Pergeller bizimkiler gibi çivi uçlu teneke değil. Talebeyi özendirecek kadar albenili, sadece 2 lira. Tepeden basmalı tükenmez (bayağı da fiyakalı) 50 kuruş. Fosforlu kalem 1.50... Sarı, yeşil, mor, pembe, mavi, beşi bir arada! Yani cebine 10 lira koyan derdini körlüyor. Eskiden ne mümkün? Yaklaşamazsın yanına. Zikrolunan reklâmda sırt çantası 9 lira 35 kuruş. Kızlar için allısı güllüsü, oğlanlar için arabalı tayyarelisi var. Bizim kol altı çantalarımız olurdu, üsten fermuarlı muşamba (vinlex derdik onlara)... İyi aile çocukları el çantası kullanır. Meşin tabii, deri deri kokar. Anahtarı da vardır, kitlersin icabında. Derken çantalar köşelendi (bond) kapağını kaldırırsın ikiye yarılır adeta. Bunların şifrelileri de çıkmıştı bir ara... Kilit dosta tabii, düşman çantayı götürür, onunla uğraşacak değil ya... CÜZDANLAR MI KALINLAŞTI? Gelelim kıyafete... Altımızda beli lastikli bir potur olur, üstünde önlük. Siyah olacak ama kapkara! O yıllarda hazır giyim ne arasın, anan biçer, diker, ne kadar beceniyorsa. Dikişler pot yapar, sağı solu sarkar. Önlük taaa dizine iner, düğmeler sırtında. Kuşağı arkadan fiyonk yapacaksın, nasıl olacaksa? Zaten ilk yakalamacada çözülecek, yerlerde sürünecektir akşama kadar. Önlük genellikle abilerden ablalardan kalır. Yıkana yıkana solar, boz bulanık bir şey olur sonunda. Cepleri bostan kuyusu gibidir ama. Ne ararsan bulunur: Kalem, silgi, mendil, minkale, çakı, çakmak, sapan... İki külâh kırık leblebi üç külâh kuruzüm at, yer kalır daha. Fukara kısmı ayağına Ankara lastiği takar, tuzu kuruların çocukları Sümer'den potin iskarpin bakar. Öyle ya da böyle yılda bir çift istihkakın vardır, patlatırsan sen bilirsin valla. Top oynayan haytaların botları timsah ağzı gibi açılır, parmaklar çıkar ortaya. Biliyor musunuz defter ne kıymetli şeydi ama... Önce geçen yıldan kalanı kullanırsın, ta ki sayfalar dolasıya. Defterin de dersin ortasında biteceği tutar. Yanındakine fısıldarsın. "Bi yaprak versene len!" Umumiyetle zımbanın bulunduğu sahifeden koparıp uzatılır. Bazıları mızmızlanır "yok veremem, babam sayıyor da filan..." "De get" diyeceksin, adamın işi yok da... Tablet bilgisayar, hesap makinesi, taşınabilir hafıza... Görsek inanmazdık ki. Bilim kurgu filmlerinde bile yoktu daha.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.