Her gün bayram olsa!

A -
A +

Efendim, evvel emirde geçmiş "Cabotage Bayramınızı" tebrik eder, sıhhat ve afiyet içinde daha nicelerine kavuşmanızı temenni ederiz. Eskiden 1 Temmuzlar alayiş ve gulgule ile idrak edilirdi, millet limanlara sökün eder, gençler halatlara asılır, yağlı kazık üzerinden bayrak kaparlar. Vapurlar istim atar, yüzücüler kulaç. Zap Suyu ve Hirfanlı Barajında dahi çimilir, suya çelenkler salınır. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının hitamında saylavlar kürsüye çıkar, padişahlara söver sayarlar. Lâkin zikrolunan gün iyd-i milli (ulusal sevinge) olmasına rağmen gavurca bir tabir ile anılınca.... Muhteva muamma! Resmi ağızlara bakarsanız "kabotaj" devletin deniz ticaretinde kendi halkına tanıdığı imtiyazdır. Yabancılara liman kapamakla kalmaz, dalgıçlık, çarkçılık, tayfalık dahi yaptırmaz. NAKLİYATI BAHRİYE Alakalı kanuna göre sahillerimizde emtia ve yolcu alıp nakletmek limanlar dahilinde veya beyninde cer ve kılavuzluk ve hangi mahiyette olursa olsun bilcümle hidematı ifa etmek yalnız Türkiye sancağını hamil sefain ve merakibe munhasırdır. Ecnebi sefaini (gemileri) ancak memaliki hariciyeden almış oldukları yolcu ve hamuleyi Türk limanlarına bırakır. Nehirler, göller ve Marmara havzasiyle, Boğazlarda bilûmum körfez, liman, koy ve sairede vapur, romorkör, istimbot, motörbot, mavna, salapurya, sandal, kayık velhasıl makine, yelken, kürek ile müteharrik merakibi kebire ve sagire ile tarak, prizman, maçuna, algarina, şat, su dubaları, limyo, sefaini tahlisiye ve emsali ile şamandıra, sal gibi sâbit ve sâbih vesait bulundurmak ve bunlarla seyrüsefer ve nakliyat icrası suretiyle ticaret Türkiye tebaasının hakkıdır. Türk Bayrağı taşıma izni (TTK 824/2) alan yabancı gemiler de bu haktan istifade edebilir, yabancı bayrak çeken Türk tekneleri ise (misal Panama bandıralılar) bu haktan mahrum kalırlar. Kurtarma ve tahlisiye işleri sadece Türk tekneleri tarafından yapılır. Demek ki yabancılar battığınızı görseler el uzatamayacaklardır. Bilirsiniz bu işlerde mütekabiliyet esastır, sen filanca ülkenin teknesine yasak koyarsan o da mukabele eder aynıyla . Neticede içine kapanırsın, kalırsın küçücük dünyanda. Nitekim Rahmetli Turgut Özal'a kadar denizciliğimiz bir arpa boyu yol alamamış, halkın vergileri ile kurulan Denizcilik İşletmeleri bir türlü zarardan kurtulamamıştır. Eğer İzmir'e Antalya'ya mal yollayacaksanız, deniz yolu aklınıza bile gelmez, gider kamyoncularla el sıkışırsınız. KABOTAJ SABOTAJ Bir Karadeniz çocuğu olan Besim Tibuk'a göre "Türkiye sırf bu kabotaj kanunu yüzünden 4 bin yıl geriye gitmiş, Fenikeliler'in bile arkasında kalmıştır. Her gün onlarca teknenin yanaştığı ve onlarcasının demir aldığı Trabzon limanı kurumuş, halk fukaralaşmıştır. Ekonominin can damarı üretim değil ulaşımdır, malını pazara götüremezsen yaptığın elinde kalır. Krallar imparatorlar İstanbul için niye savaştılar, güzelliği için mi? Hayır! Üç kıtanın ortasında mükemmel bir noktadadır da ondan! Kabotaj kanununa göre Beşiktaş Üsküdar arasında yolcu çeken motorlar bile suçludurlar. Bu şuna benzer, "Galata Köprüsünü sana verdim ama geçişler yasak!" İnsan yanlış yapar ama üç beş sene sonra hatasını anlar. Bir rezalet 80 yıl boyunca kutlanmaz. 1 Temmuz bayram değil yas günü ilan edilmeli, kabotaj değil, "sabotaj" olarak adlandırılmalıdır." SEVİNİLECEK! SEVİN! Ben tembel bir talebeydim, derslere ilgisizdim. Bu yüzden bir çok şeyi çözemedim. Bütün dünyada işçi bayramı ilan edilen 1 Mayıs bizde niye bahar bayramı oluyordu meselâ. Peki biz sonbahar sevenlerin suçu neydi? Bayramı niye hak edemiyorduk acaba? Bir Başvekil sallandırmanın nesi kutlanır? 27 Mayıslarda neden merasim kıtaları geçer, fener alayları tertip edilir, tanklar asfalt bozar, tayyareler alçaktan uçar? Hem ilk mektep bebeleri niye sevineceklerdir buna? Bandırma Vapuru Samsun'a yanaşmış, aşiret reisleri, şeyhler komutanlan kongrede toplanmış... Sahi bunu "spor olsun" diye mi yapmışlar? 19 Mayısları "bayan bacak bayramı" olarak sunmak... Alâkaya bak saat ayarla! Malum 1950 yılına kadar tek parti hükümrandı, bizim mektepli olduğumuz yıllarda halkın dilediğini seçmesi mevzubahis değildi. Onu da geçin "hakimiyeti milli" gibi çetrefilli bir mesele ile 7 yaşındaki çocuğun ne ilgisi olabilirdi? Yağmurlu Nisan günlerinde saatlerce vali, belediye başkanı ve garnizon komutanı dinlemenin zevkli bir şey olduğu mu sanılıyordu yoksa? O soğukta kısa pantol ve ince mintan ile tören adımı yürümeye zorlanan tıfıllar da bi seviniyorlardı, bi seviniyorlardı... Sorma!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.