Hıştt silgini versene...

A -
A +

Bazen Sirkeci'deki kırtasiyecilere giriyorum. Hani bir şeye ihtiyacım olduğundan değil, havasını teneffüs ediyorum yetiyor. Keyfim yerinde olursa tel zımba gibi kel alaka bir şey alıp çıkıyorum. Hani para hesabı yapmayan biri olsam üç beş bin lira harcarım oracıkta... Çeşit çeşit kalemler, renk renk boyalar... Alırım, alırım yine doymam. Çocukluğumuzda edinemedik de içimizde mi kaldı acaba? Bizim zamanımızda iyi aile çocuklarının kalem kutuları olurdu. Gürgen tahtadan... Kapakları kızak gibi kayar, cetvel niyetine de kullanılır icabında... İçinde iki uzun bir yuvarlak göz vardır. Birine kurşun kalem konur öbürüne kırmızı mavi uçlular. Yuvarlak göze ise ataç ile kalemtraş. En çok silgi kaybolur bunun için annelerimiz kurşun kalemi döndüre döndüre silgiyi oyar arasından kınnap geçirip boynumuza asarlar. İsteyene "cık" diyeceksinizdir, "annem kızıyo ama!" Saklarsınız, saklarsınız sonunda birinin kafasına sallarsınız, kaybolur gider ayaklar altında... Kızların silgileri şeker pembe ya da toz mavidir, çok da güzel kokar. Bazı silgiler yapış yapıştır, siyahı dağıtır yayar, bazıları zımparayı andırır kağıdı kazır yırtar. Eh ucuz etin yahnisi bu kadar. KALEMLER TIRAŞLANA Kalemtıraş ilk günler iyidir de sonra körlenir ve çıt diye kırılıverir ortadan. Bu yüzden metal olanları makbuldür ama onlar da 2,5 lira... İyi para... Bazı sınıf anneleri bi güzellik yapar masa boyu kalemtıraş alır amme menfaatine açar. Ya da örtmen para toplar, masasına takar. Sapı vardır çevirirsin, cırt cırt açar. Bazı sınıflara da "kellemtıraş" alınır. Zaza marka... Bütün sınıfı üç numara yaparlar. Söylemesi ayıp bit korkusu baskındı da. Kalemde en gözde marka Alligatör'dür, hani üstünde timsah resmi olanlar. Sonra bir Johann Faber furyası başladı... Adel pazara girdi ama neden sonra ... Kurşun kalem yimbeş kuruştur, sonuna kadar açılır, kullanılır. Minicik ufacık kalır, yine de elden bırakılmaz. Tükenmez kalemler kendi aralarında ikiye ayrılırlar. Bic ve diğerleri... Bic'in yazısı temizdir salyası akmaz. Ancak öğretmenler tükenmez kalem kullanana vatan haini gözüyle bakarlar. Talebe dediğin dolma kalem kullanmalı, önce hokkaya (Quink ya da Pelikan) daldırmalı mürekkebi hazneye aldırmalıdır. Basit bir emme basma tekniği, bir nevi tulumba. Kimi damlalık mantığı ile çalışır, kimi vida ve pistonla. Bazen geceden kalan mürekkep kurur. Bunun için kalem koltuk altına konan dereceler gibi sallanır. Ha bu esnada damlalar arkadaşınızın üstüne sıçramış. Olacak o kadar? Kurutma kağıdını niye mecbur tutarlar bilmem, acele ederiz mürekkebi dağıtır hiç yoktan. Yazı defterleri çizgisizdir, matematik defterleri ise kareli... Aklınızda olsun, iki kare bir santimdir, ben üşenmemiş ölçmüştüm zamanında... Battal boy defterlere "harta metod" derler, bunlar üç ortadan başlar taaa 8 ortaya çıkar. İsminin aksine harita çizilmez, metodun ise ne alakası varsa? Defterler genellikle bitmez, ya seneye kullanılır ya da ufaklığa bırakılırlar. Kenarları katlanmış kirlenmiştir ama minik kardeş bunu mesele yapmaz. Müsvedde için saman kağıtlı defter kullanmalısınızdır, iyi de daha ucuz değildir aslında... Onun da saltanatı teksir kağıdı çıkana kadar... Defterler ve kitaplar mutlaka yağlı kağıtlarla (mavi kırmızı) kaplanır, üzerlerine tek tek etiket yapıştırılır. Adı soyadı sınıfı okulu filan... Cep numarası mı? Bunun için 40 yıl geçmesi gerekecektir daha... MİNKALE Hendese derslerine minkale (zaviye ölçer), pergel ve gönye tedarikleyip gelmelisinizdir, olmadı asılırsınız arkadaşınıza... Minkaleler (il-et-ki) şeffaf plastiktendir, yeşil deseniz değil, sarı deseniz hiç değil... Tahta cetveller kılıç kalkan oyununda kullanıldığından kenarları bir süre sonra Ege sahillerine döner. Girintiler çıkıntılar... Artık düz bir çizgi çizilemez onunla. Eğer ince kanala metal şeridini takarsanız fevkalade işe yarar. Kızlar hatıra defteri meraklısıdırlar, herkese uzatırlar. İşte bu sayfa dolmakalemle yazılmalıdır, tükenmezmiş, kurşunmuş tılsımı bozar. İstisnasız herkes söze "bana kalbin kadar temiz bir sayfa açtığın için" diye başlar... Üzerlerinde minyatür bir kilit bulunur. Halbuki telle de açılabilir kolayca. (Açtığımdan değil öyle duydumdu arkadaşlardan.) Kırtasiyeden sayılmaz ama yanınızda metal bardak da (plastik çıkmamıştı daha) bulundurmalısınızdır, dostumuz ve müttefikimiz ABD'nin bağışladığı süt tozları onunla yudumlanır zira. Zikrolunan mayi, haşlak haşlak gelir, dudağınız bardağa değdiği anda cozlar... Bir evin bir oğulları, üstlerine titrenen hanım kızlar cam bardak çıkarırlar. Kakao ney de atar, pöti bör ya da finger bisküvi bandırırlar Bil afiye diyeceksin. Yutkunmak bedava...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.