Hacı abi mazbut mütedeyyin bir insandır. Biraz haber merakı, biraz takım tutkusu, biraz da politika... Gider bir televizyon alır, koyar kanepenin karşısına. Çatıda dallı budaklı anten. "Hey bakın tilvizyon almışlar!" Akşamları davetsiz misafirler sökün eder, kimi şilteye ilişir, kimi yayılır divana! Yılbaşı gecesi ev yazlık sinemaya dönecektir ihtimal. Hanımına "gel bi yerlere kaçalım" dese de yengânım "olur mu canım" der, "yiyecekleri bir avuç çerez, içecekleri çay limonata..." - Yedikleri içtikleri mesele değil hatun, yılbaşı bize ters ya, o bakımdan... - Amaaan hergün gazinolara mı gidiyorlar? Azıcık eğleniversinler, ne var bunda? - Öyle konuşma kadın. Hepimiz günahkârız, lâkin hafife alırsan... Allah muhafaza! Yılbaşı gecesi beklenen olur, evde nasıl bir kalabalık omuz omuza... Ekranda ünlü muganniler, komedyenler, sunucular... Derken inceden bir ses gelir: Şıkkı dı şıkkı dı.. "Veee huzurlarınızda dansöz filanca!" Alkış, ıslık, şamata... Şimdi olsa kolay, basarsın tuşa, anında öbür kanala. O zaman kumanda cihazı keşfolmamış daha. Kalkıp kapatsa... Yanlış anlayacak, kırılacaklar. Ha şimdi biter, ha birazdan... Yok baba, inadına uzar. Rakkase eğilip bükülür, açılıp saçılır, kamera orasına burasına zum yapar. Oğlan çocuklarının yüzünde hain bir tebessüm, kızlar utanır sıkılırlar. Hanım çayı bahane edip mutfağa kaçar. Hacı perişandır, kaynar sular başından aşşa... ÇİNKO MİNGO TOMBALA Bazı nineler dedeler işgüzardır. Üstlerine vazife gibi tombala partisi düzenler yılbaşlarında. Ellerini torbaya daldırır, yuvarlak bir tahta çıkarırlar. "15!" Gözler kartlarda. Biri haykırır "bende!" Numaranın üzerini kuru fasulye ile kapar. 25 onda, 35 bunda, 45 şunda... Kim kartındaki numaraları tamamlarsa bağırır "tombala!" Salakça bir oyun, ne mantık, ne strateji, ne de bi gıdım zeka... Kızlar hoşlanabilir ama oğlanları açmaz. Ayak altından çekilir, fırıldak çevirler kuytularda. Fırıldak dediğin bir nevi köşeli topaç, yan yattı mı üstünü okursun "Üç koy" "Bir daha dene" "Hepsini al" Bildiğin rulet... Mangırlar bir o yana gider, bir bu yana. Neticede biri malı götürür, öbürleri hırslanır kinlenir, yutkunurlar. Kazanan gider bi Bafra alır, keyifle duman üfler yütülenlerin sıfatına... Yılbaşı geceleri sınırsız bir müsamaha vardır... Ne ikaz, ne de ima. Ha bunu bir başka gün yapacaksınız, kemiklerinizi kırarlar valla. Hoş onlar da öyle çocuklar değilerdir aslında. ŞİŞEDEKİ GİBİ DURSA Delikanlı efendiliğiyle tanınır, hani yürürken önüne bakanlar vardır ya. Arkadaşları geçen yılbaşı Beyoğlu'na çıkmış, birine bin katmışlardır. Şöyle güldük, böyle koptuk, kırıldık, yarıldık. O da heves eder, günler evvelinden nakarata başlar... "Yaaa anne yaa. Bütün arkadaşlar gidiyo ama!" Kadın kısmısı çocuğundan gelen taleplere hayır diyemez, dahası allar pullar "aracı kurumluk" yapar. Adamın ağzından girer burnundan çıkar, "oğlumuza güvenmeliyiz" der "zaten herkes gidiyormuş" der, baktı olmaz "evden mi kaçsın yani" der inceden ayar yapar. Amcam "vebâli boynuna" deyip kalkar ki, bu izin demektir bir bakıma... Gece 12'de eğlence tavan yapmalıdır. Fenerler, maytaplar, çığlıklar... Oleeey! Oley oley oley. Zıpla zıpla da nereye kadar? Delikanlı eline şişeyi kim tutuşturduğunu anlayamamıştır. Akranları "çek bi fırt" derler, "o kadardan bi şi olmaz!" Müskirat bu, şişede durduğu gibi dursa... Sabah bir bakar gazetelerde boy boy resimleri. "İşte bayan turisti taciz eden maganda!"