...RAĞMEN

A -
A +

İlk sahura kalktığımda birinci sınıftaydım... Yemek yenilecek yegâne odada uyuyordum, tabii yer yatağında... Dışarıda köpek ulumaları, bekçi düdükleri, içeride tencere tıkırtıları.. Rahmetli annem odaya yavaaaşşşça girdi ama kapı gıcırdadı. Gözlerimi kısmış onu izliyordum. Önce sac sobaya birkaç meşe odunu attı, aralarına çıra, kozalak sıkıştırdı, kibriti çaktı... Tavanda alevler oynamaya başladı. Sonra sofra bezini yaydı, ayakçağı açtı, siniyi oturttu ve... Bir sahanda yumurta kokusudur ortalığı bastı. Abim gürültücüdür, çayı şangır şungur karıştırdı, anamın eli burnuna gitti. "Hışşşt uyanmasın!" Siz kimi uyutuyorsunuz. "Ceee" deyip yorganı teptim, fırladım ayağa. Haydaa! -Oğlum yat bak, çok erken daha. Kime anlatıyorsun ben çoktan sofra bezini dizime çekmiş, ekmeğin içini tahin pekmeze daldırmışım. Orucun ne demek olduğunu biliyor ve tutmak istiyordum. -Sen paşa orucu tut. Öğlene açarsın iyi mi? -Yok yaa anan güzel mi? İftarı beklemedikten sonra orucun tadı mı çıkar. Pideler dilimlenirken gözün minarede olmadıktan sonra... SAKIN HA! Sabah önlüğümü giydim, çantamı aldım. Sıkı sıkı tembihlediler "öğretmene söyleme tamam mı?" Nereye söylemeyeceksin, beslenme saati diye bir şey var, süt tozundan mamul haşlak bir sıvı dağıtıyorlar. Marshall yardımı. Dostumuz ve müttefikimiz Amerika'dan... O gün büyük bir keyifle kollarımı bağladım, arkadaşlar yüzüme baktılar aldırmadım "siz, için aslanım!" -Len oruçlu musun yoksa? -Tabiî ya, ne sandın! Nasıl imrendiler, nasıl özendiler anlatamam, yarın tutmak için karar aldılar. Akşam çabucak oldu hiç zorlanmadım. Bilmiyorum belki de oyuna daldım. İftar elbette çok keyifliydi, hiç unutmam anam kıymalı iç hazırlamış, abim fırına gitmiş tüfek gibi pideler yaptırmış. Bayılırdım... Ne kadar yedim bilmiyorum karnımda küçük bir kümbetçik çıkmıştı hatta. Yatsıya doğru takkemi aldım? -Sen yine nereye? Gecenin bu vakti? -Camiyee! Babam devlet memur olduğu için cemaate gitmez, namazını evde kılardı. Üzerinde baskı olmalıydı. İyi de ben gidince açığa çıkacaktı. Bu büyük riske rağmen "sen bana bakma oğlum" dedi mani olmadı. DOST BİLDİKLERİM Camide akranlarla saf tuttuk. İmam bir nefeste okuyor, yatırıyor yatırıyor kaldırıyordu. Secdeye varınca kafalarımızı güm diye döşemelere vuruyor, salevatlara ulu perdeden katılıyorduk... Fıkırdıyor, kıkırdıyorduk.. Genç amcalar gülüp geçiyordu ama yaşlılar. Ah o yaşlılar. Sürekli bağırıyor azarlıyorlardı. Kolumuzdan tuttukları gibi öteye beriye savuruyor, akılları sıra çeteyi dağıtıyorlardı. İyi ki alıngan değildim ama camiye küsenleri de hatırlarım. Eğer bir adam çocuk kahkahasından da rahatsız oluyorsa... Neyse bırakalım bu cümle yarım kalsın. Annemi de zora sokmuştum, bazı etek döpiyesli teyzeler geliyor gözlerini iri iri açıyorlardı. "Olmaz ama kansız kalır. Yok kemikleri erir, yok ciğeri bilmem ne... " Buyurgandılar, üsluplarında tehdit vardı. Anlamazdan geliyordum ama benden bahsediyorlardı. O zamanlar müezzinler minarelere çıkar berrak bir sesle okurlardı. Sabah namazına da gitmek istemiştim ama barajı aşamadım. Halbuki haberini almıştım mukabele vardı. Okumayı bildiğimden değil, merakımdandı... Kur'an-ı kerim öğrenmeye pek hevesliydik de yaz kurslarında mesafe alamazdık. Camilere yüzlerce çocuk dolar, hoca efendi naçar kalırdı. En ucuz Elifba Ali Haydar Efendininkiydi onu bile ele geçiren kendini bahtiyar sayardı. Tam Kur'an-ı kerime geçtiğin hafta mektepler açılırdı, seneye başa sarardın. Evet, bazı aşr-ı şerifleri kulaktan kapmıştık. Hoca efendileri taklid eder, kubbeyi çınlatırdık. Gören de bizi molla sanırdı. Laf işte. Sübhaneke okusak kırk tane hatamız çıkardı. Mekteplerin dinle diyanetle işi yoktu, sistem dindara karşıydı. Müstehzi, alaycı, hatta eli sopalıydı. İhtiyarların kıldığı namaza bile dayanamıyorlardı, seni sana mı bırakırlardı. Leyli okuyanların karışanı daha fazlaydı, muallimin biri "hey sen, kemik torbası oruç tutmayacaksın" dedi mi bittin. Listeden adını karalarlar, bi daha sahur yemeğin çıkmazdı. Ya gündüzden gidip bakkala ekmek arası yaptıracaksın, ya da arkadaşınınkine asılacaksın. "Rağmen" diyorum, bütün bu engellere "rağmen" insanımız, Yüzü Suyu Hürmetine Kainatın Yaratıldığı Serverin yolundan ayrılmadı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.