Ah şu "savunma!"

Vay... Vay.. Vay!.. Nefeslerimizi tuttuk ve futbolun şov gecesine şahitlik ettik dün gece, Kadıköy'de... Sanki, yıldızlar karmasının gösteri maçı gibiydi ilk 45 dakikalık F.Bahçe, Trabzonspor karşılaşması... Fakat, iki takım da savunma prensiplerini literatürden silmişlerdi, bu bölümde. Belli ki, "kazanmak" kelimesinin altında yatan asli amaç; "Tribünlere bayram coşkusu yaşatmak" ve "Kaybedersen oynayarak kaybet" anlayışına uygun bir futbol sergilemekti, iki takımda da. Bu yüzden sadece golü düşünen iki ekip vardı sahada. "Futbolun güzelliklerini ön plana çıkarmak" adına bir strateji icra eden iki teknik adamı da; gerek Arthur Zico ve gerekse Ersun Yanal'ı, ayakta alkışladım dün gece... Çirkinleştirmeden, kırmadan, dökmeden ortaya seyrine ve keyfine doyum olmayan bir futbol sergilettikleri için. Teşekkürler, beyler. Alex, Ceyhun ve Semih patentli gösterinin, o harika açılış golü; Deivid'den geldi. Kornerden gelen o top Deivid'in füzesi tek kelimeyle mükemmeldi. İşte o golü hayalimde tekrar tekrar canlandırırken; Brezilyalı oyuncuya, içimden "Bu tarz golleri, Şampiyonlar Ligi'nde Sevilla'ya karşı da atacak mısın?" diye sormak geldi. Dedim ya; maç güzel, tempo mükemmel, goller peş peşe... Peki, ya savunmacılar? İşte onu ne siz sorun ne de ben söyleyeyim... İki takım da bu manada çok eksikti. Mesela, Hüseyin'in hatalı geri pasında araya giren Semih'in, kaleci Ahmet'e "zamanlama" dersi veren golü, Gökhan'ın kullandığı uzun taçta, Semih kafa ile aşırtıp, Alex'in ayak dokunuşu ile yaptığı gol, ve Ceyhun'un attığı iki gol, tamamen birer savunma hatasının sonucuydu. Şu kadarını söyleyeyim, Ceyhun, Yattara ve Gökdeniz'in çabası ile daha toparlanmış ve istekli görünen Trabzonspor karşısında F.Bahçe, Edu ve Lugano'yu mumla aradı, ilk yarının kapanış maçında. Bu noktada Önder'e bir diyeceğim yok ama Gökhan ve Yasin çok yetersizdi. BENİM YILDIZIM Ceyhun'un iki gol attığı, Yattara ve Alex'in resital verdiği gecede Semih Şentürk, futbolun sonuç bölümünü oynayan bir yıldızdı benim için...