Ayıdan post, Yunan'dan dost olur mu? Güzellikle olmuyor, zorla olur belki bir gün! Biz, İstanbul'da kucağımızı açıp bağrımıza basıyoruz. Onlar, zincirden boşanmış deliler gibi otel basıp saldırıyor. Yapma be komşu!.. UEFA yetkilileri, bu ilkel kavimlere has halinizi görürlerse, 2008 Avrupa Şampiyonası finallerini vermek yerine, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne baş vurup, 2004 Olimpiyat Oyunları'nın da elinizden alması için ricacı olacak nasihatlar verir. Nerede görülmüştür, iki seyirciye bir polis? Nerede görülmüştür, misafir takımın otelini basmak? Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e küfürler savurmak? Yunanca, "En iyi Türk ölü Türk" yazılı pankartlar taşımak? Ayıptır be komşu, ayıptır! "Al!.. Tur senin olsun ama bana komşuluk hakkımı ver!" F.Bahçe turu dostluk hatırına zaten İstanbul'da bırakmıştı Panathinaikos'a. O yüzden rövanşa kafa yormadı, fizik ve taktiğe ise hiç önem vermedi. Bir de buna G.Saray derbisinin yorgunluğu, Yunanistan'daki gerginlik ve Rüştü'nün zihinsel çöküşü eklenince, F.Bahçe, kendiliğinden Avrupa'ya havlu attı. Panathinaikoslular'ın golleri, bu oyunun gülleriydi. Tebrikler. Ama!.. Steviç'in ortasındaki Tuncay'ın o dış vuruşu, "Yunanistan için kazanmanız lâzım" diye başlık atan Yunanlılar için bir diplomasi dersiydi. Unutma komşu, "Yunanistan için kazanmak ancak bir Türk dostun yardımıyla olur!"
