Alex gerçeği!

Brezilyalı top sihirbazı Alex'e alerjisi olan F.Bahçeliler soruyor; "Alex'in klası asla tartışılmaz diye yazıyorsunuz. Bu kadar iyi ise neden Brezilya Milli Takımı'nda yok? İspanya, İtalya veya İngiliz kulüplerinden biri, onu neden transfer etmez?" Hayda!.. Düğün değil bayram değil misali nereden çıktı şimdi bu soru? Eleştirileri öyle çok ki, özellikle Tekirdağ'dan mektup gönderen Tekin Bey, "Kemal Belgin beyin, Alex tespitini hiç yabana atmayın" diye hem ikazda bulunuyor hem de bazı noktalara dikkat çekiyor. Bunlara katılmam mümkün değil. Ancak, "Ne oldu bu Alex'e? Ne oldu da bu Temmuz'da en zayıf halka durumundaki bir futbolcu, bu sezon 'Alex varsa sorun yok' noktasına gelip, adını F.Bahçe'nin vazgeçilmezleri arasına yazdırdı? Alex gerçeği nedir?" diye soranlara, anlatacaklarım var... Ne teknik ne de zeka? Hepimizin gördüğü şu; Brezilyalı top sihirbazı tecrübesi, sezgileri ve takipçiliğiyle bu sezon oyun zekasının çok ötesinde bir performans sergiliyor: On bir gol ve bir o kadar da asist. Bunlar, küçümsenecek başarı mı? Dikkat edin! Alex, F.Bahçe'ye geldiği günden beri ilk defa beş maçtır üst üste bu sezon muhteşem goller atıyor! Nitekim Karabük'ü de boş geçmedi. Bir diğer not da, Alex'in bu ligde gol atmadığı takım kalmamış olması. Sizce bu tesadüf olabilir mi, bence değil. O halde bu değişimin nedeni ne? Yüksek teknik ve oyun zekası mı, hayır. Onlar geçen sezon da mevcuttu Alex'te ama böyle bir seriyi başaramamıştı Brezilyalı yıldız. Bu seri, kolay başarılacak şey de değil. Hele o gollerle F.Bahçe takımı yol alıyorsa ki alıyor. O halde uyuyan devi uyandıran gerçek sebep ne? Kocaman etkisi! Golcü; her takımın en hayati elamanıdır. Bu mevkii değirmen gibi adam öğütür. Söz konusu kulüp F.Bahçe ise büyük yetenekler dahi doğmadan kaybolur. Geriye bir bakın, Cemil Turan'dan Rıdvan Dilmen'e, Aykut Kocaman'dan Tanju Çolak'a, Bülent Uygun'dan Van Hooijdonk'a, Anelka'dan Güiza'ya ne golcüler geldi geçti, F.Bahçe'den. Yıllarca, sarı-lacivertli formayı taşımış olan Aykut Kocaman, F.Bahçe'de o mevkide oynamanın yükünü en iyi bilen isimlerden biridir. Nitekim Hoca göreve geldiğinde ilk, "iyi bir golcü" için arayışa girdi. Çünkü eldekiler yetersizdi; Güiza'nın sakatlığı, Gökhan Ünal'ın formsuzluğu, Kazım'ın güven vermeyen yaşantısı, Dia ve Stoch'un golü düşünmeyen oyun tarzları ve Semih'in aynı performansı bir sonraki maça dahi taşıyamaması, Niang'ın transferini zorunlu kıldı. Ancak lig maratonunda bir Niang'la bahar gelmeyeceği açıktı. Nitekim bu kısa zamanda anlaşıldı. İşte o günlerde Kocaman; estirilen suni "Kocaman-Alex soğukluğunun aksine" yeteneğine, zekasına ve tecrübesine inandığı Alex'i karşısına alıp, oyun karakteri, takım kimliği ve F.Bahçe adına iyi bir performans için ona vermek istediği özel görevi ayrıntılarıyla anlattı. Görev, lider kimliğiyle sahada tamamlayıcı forvet olarak yer almaktı. Bu, Alex'i daha kalpten mücadeleye zorlayan bir tercihti. Ama başaramayacağı şey değildi. Brezilyalı yetenek, Hocasının verdiği sorumluluğu çekince göstermeden kabul etti. Çünkü buna onun da iki sebepten ihtiyacı vardı. Ama asıl değişimin sebebi bu değildi. Fenomen olmak! Alex'in amacı, Aykut Kocaman gibi F.Bahçe'de efsaneleşmek. Futbolu bıraktıktan sonra sportif direktör olarak bilgi ve tecrübesiyle bu kulübe katkı sağlamak. Başkan Aziz Yıldırım da Alex'ten azami ölçüde faydalanmak istiyor. Brezilyalı yıldız, bunu biliyor ve futboluyla değil, takım içindeki lider kimliğiyle de zihinlere Alex ismini iyice kazımak istiyor. Ama, değişimin asıl sebebi o da değil, o halde ne? Para, para, para! Napolyon'un "Her derde deva" olarak gösterdiği o meşhur söz, "Para... Para... Para..." "Artık miadı doldu, yüzü eskidi, gönderilsin" denilen Brezilyalı sihirbazı harekete geçiren ve marifetlerini ortaya çıkaran en birinci sebep bu. Alex'in F.Bahçe ile olan sözleşmesinin bu sezon bitiyor olması. Ki, bu Brezilyalı sihirbazının kariyerini noktalayacak son sözleşme olabilir. Soruyorum size, kariyerindeki son şansı kim en iyi şekilde değerlendirmek istemez ki?