Alex'in zekâsı yetti!

Tek vuruş! Akıl ve zekâ solu bir vuruş. Dia, Niang, Santos ve Mehmet Topuz'a geçit vermeyen kaleci Ramoviç'i filelere asan ve F.Bahçe'yi ipten alan Alex'e has ''On numaralı'' usta bir vuruş! Bütün maçın özeti bu hareket! Gerisi; psikolojik travma! Nasıl mı, anlatalım... Düşünün, ideal on birinizden üç isim; Lugano, Caner ve Emre yok. Takımın akordu bozulmuş. Siz, mazerete sığınmadan "Kazanmak için" çıkıyorsunuz sahaya ama şartlar öyle travmatik ki... Yarıştığın takımlar; Trabzonspor ve Bursaspor haftayı farklı galibiyetlerle kapatıp, fiilen bunalıma sokmuşlar, takımı. Doldur boşaltlarla "Zor oyun", "imkansız"a dönüşmüş. Tarifi mümkün olmayan o psikolojik baskı altında rakip oyuncuların her biri kâbus gibi aşılmaz duvara dönmüş. İşte F.Bahçe, böyle bir açmaz yaşadı, "Çantada keklik" gördüğü Sivaspor karşısında. Alex'in o muhteşem frikik golüne kadar. Ama o gol, tüm sıkıntıları unutturdu. Tüm yanlışları affettirdi. Niang'ı da, Dia'yı da, Aykut Kocaman'ı da kurtardı. Tebrikler Alex! Eğer Brezilyalı usta olmasa koca maç F.Bahçe için ıstıraba dönüşecekti. İşte Alex'ler böyle zor maçları kurtardığı için değerli. O yüzden F.Bahçe yönetimin Alex ile işi zor masada! O yüzden Alex'ler masal kahramanı gibidirler. Onlardan beklentiler her zaman yüksek olur. Yalnız, Aykut Hoca'nın değişikliklerine bak, ne kattı, Semih, Selçuk ve Stoch, F.Bahçe'ye. Yalnız sonuna kadar direnen Sivasspor'un da hakkını teslim edelim.