Bu lig, iki şampiyon çıkardı... Biri gerçek şampiyon F.Bahçe... Diğeri, gönüller şampiyonu G.Saray!.. Her iki şampiyonu da gönülden alkışlıyoruz... Çünkü onlar; Türkiye Ligi'nde bir asırdır kıyasıya süren mahalli rekabeti, ilk defa uluslararası bir platforma; Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne taşıyorlar. Hayırlı ve uğurlu olsun!.. Bu sayede, Türkiye ve Türk futbolunun tanıtımı daha renkli ve daha coşkulu olacak. *** Şimdi iki noktaya daha dikkat çekelim... Biri, Fenerbahçe'deki istifa söylentileriydi... Başkan Aziz Yıldırım buna, maçın ardından sıcağı sıcağına yaptığı "Mustafa Denizli de, ben de buradayım... Bir yere gitmiyoruz!" açıklamasıyla son noktayı koydu... Bu yerinde bir karar... Ama.. Unutulmamalı ki; her ana karar, bir takım ara kararlarla desteklenmedikçe, asıl hedefe ulaşılamaz. Şimdi soralım, F.Bahçe'nin yeni sezondaki hedefi ne olacak? Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası mı? Yetmez!.. Çünkü, bu ligde dört yıl üst üste şampiyon olan G.Saray, UEFA Kupası ve Süper Kupa'yı da kazanarak, o hedefi daha da büyütmüştür... Fener'e bu saatten sonra yakışan, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğudur. "Yeni sezonda devam ediyoruz" diyen Yıldırım ve Denizli, bu hedef için; asılmaya hazır olmalıdır. Bunun da yolu "dünya markası" olacak bir takım kurmaktır. Oysa, Mustafa hoca "Yeni bir yabancıya ihtiyaç yok" diyor. Bu açıklama, büyük düşünen ve büyük oynayan Fenerbahçe için doğru ve yeterli bir ifade değildir... Denizli'nin vizyonuna da uygun düşmez. Bence, günü kurtarmak adına yapılmış sıradan bir açıklamadır bu. Eğer, gerçekten Fenerbahçe'nin yeni sezondaki transfer politikası bu kadroya, yeni ve kaliteli yabancılar katmayacak şekildeyse, geri döndü denilen "efsane", kısa sürede "mumya" olur ki; bu da Fener'i yönetenler için intihar demektir! *** Bir de G.Saray cephesine bakalım... Ama önce dilerseniz, F.Bahçeli Aziz Yıldırım'ı bir an için G.Saray'ın başkanı olarak düşünün... Ekonomik kriz içinde kıvır kıvır kıvranan G.Saray'ın oluk oluk paraya boğulduğunu düşünün... Acaba böyle bir başkanla bu G.Saray nasıl bir takım olur? Ya da madalyonu tersine çevirin... G.Saray Başkanı Faruk Süren'i, F.Bahçe'nin başında düşünün... Cebinde akrep olan... Ama katılımcı yönetimi prensip edinmiş Faruk Süren gibi bir başkanla çok sesliliği tarz sayan bir F.Bahçe, acaba sabahı getirebilir mi? *** Özetleyelim... Yine de bu tarihi rekabet ve şampiyonluk Fener'den çok G.Saray'ın işine yarayacaktır, bence. Çünkü, kişi, kurum ve ekonomik kriz içinde kaosa sürüklenen Cimbom bu sayede yeniden kendine yeni bir rota çizecektir. ..Ve inanıyorum ki, doğru yolu da bulacaktır.
