"Destan" ne kelime!.. Vaka-i adiden olmuş, dünya devi Barcelona'nın devrilişi, canımız, kanımız, aslanımız G.Saray'ın karşısında... Ama, ucuz kart görme hastalığımız izin vermedi bu destanın yazılmasına... Düne kadar hiç bir Türk takımının tek puan bile çıkaramadığı Barcelona'da Cimbom bir ilki yazsa da, gerçek tarihi yarım bırakıp döndü... Ama muhteşem başladı gece... Uçuyordum... Bulutların üstünde... Kanatsız uçuyordum!.. "Sonsuza kadar" süreceğini sandığım bu rüyanın Nou Camp'ın büyüleyen atmosferinde bir anda gece karanlığına gömüleceğini nereden bilebilirdim ki? Ya da!.. Düne kadar, bu milletin büyük hedeflere ulaşmasını engellemek için söylenildiğine inandığım, "Türk gibi başla, İngiliz gibi bitir!" sabırsızlığına ülkenin en profesyonel takımı G.Saray'ın da düşeceğine nasıl ihtimâl verebilirdim ki? Maalesef... Endülüs'ün yeniden kuşatılması coşkusunda başlayan bir gece, 45 dakika sürdü... Sonrası mâlum... Overmars ve Gerard'ın ikinci yarıda oyuna girmesiyle birlikte, bütün taktik hesaplar, stratejik plânlar, haftalarca yapılan rakip analizleri suya düştü... G.Saray'ın ilk yarı fırtına hızındaki coşkusunu, ikinci yarı Barcelona rüzgârı alıp götürdü... İşte, gerçek büyüklük bu olsa gerek! Ama yine de muhteşem bir ilk yarıydı o... Ergün'ü ilk defa bu kadar etkili, bu kadar yetenekli gördüm... Varyetelerle, çalımlarla adam eksilterek, Barcelonalı yıldızları sıraya dizip, ayağının üstüyle Ümit'e indirdiği gol pası muhteşemdi... Ama daha da güzeli, Ümit'in Christanval'ı paçavraya çeviren tamamen yürek işi golüydü. ..Ve, Fleurquin'le skoru 2-0'a taşıdığımızda her şeyin bittiğini sanmamız da bizim amatörlüğümüzdü... Nitekim, İspanyollar bize futbolun 90 dakika olduğu gerçeğini ikinci yarıdaki performanslarıyla öğrettiler... Oysa, ne Rivaldo'nun yürek hoplatan frikikleri, ne Overmars'ın sol kanattan çevirip çevirip "al da at" diye Saviola'nın önüne bıraktığı toplar keyfimizi kaçırmamıştı. Taa ki, Capone'nin kırmızı kart görüp, G.Saray'ın 10 kişi kalmasına kadar... İşte ondan sonra film koptu... Bu kartı, Hakan Ünsal'ın çift sarıdan kırmızı kartı takip etti... Bu iki kart Cimbom'un geleceğine konulan ambargo ki, kaybedilen iki puan kadar değerli... Yazık! Neden bu kadar basit kart görür bizim futbolcular, anlayabilen varsa anlatsın lütfen!