Üç adam dünkü Beşiktaş-Bursaspor maçına adını yazdırdı. Bunlardan ilki ve en önemlisi, Beşiktaş'ın yeni kalecisi Asper'di. Kaledeki duruşu, pozisyonları takibi, yan toplara çıkışı ve rakiple karşı karşıya kaldığı anlardaki soğukkanlılığı ile yediği gole rağmen herkesten tam not aldı İsveçli kaleci. Seyircisiz monoton oyunda Kartal'ın galibiyetini hazırlayan mimarlardan ikincisi Tümer'di. Akıl dolu oyunu, körük gibi ciğerleri, müthiş futbol zekâsıyla bu futbolcu hem oyun kurucu, hem asist, hem şutör, hem de golcü kimliğine büründü dün gece de. Onu izlerken müthiş keyif aldım. Eğer futbol "Tek kişilik oyun" olsaydı, Tümer'i bu oyunun kralı ilân ederdim. Onun yanında Ahmet Dursun ve İlhan sönük birer yıldız gibi kaldılar. Özellikle Ahmet Dursun attığı golün dışındaki pozisyonlarda öyle hoyratçasına davrandı ki; affedilir gibi değildi. Bursapor maça ısınamamıştı. İdman havasında kabul ettiği puan mücadelesinde yeşil-beyazlı takımın yıldızı diye bildiğimiz Moshoeu, bu durağanlıkta takımının yakaladığı biri penaltı iki mutlak gol pozisyonunu kullanamadı, oyundan düştü. Fakat ne hikmetse kulübedeki Nejat Biyediç bu oyuncuya 70 dakikada sabretti. Oysa elinde, hem de sahanın içinde Fatih Şen gibi bir play-maker vardı. "Daha aktif kullansana be hoca" derken akıl etti, ama geç kaldı. Okan'ın o güzel golü de boşa gitti. Beşiktaş'ın cezası sebebiyle dün geceki maç seyircisiz oynandı. Ne yalan söyleyelim, 90 dakikalık mücadele çok ama çok monotondu. Hormonlu patates gibi ne tadı, ne de tuzu vardı. Temâşâ zenginliği olmayınca futbolun da zevki olmuyor. Ne olur futbolseverler; kendi kendinizi böyle bir cezaya mahkûm etmeyin.