ATV'nin Basketbol Ligi'nin naklen yayınlaması çok akıllıca, müthiş bir olay... Pop star... Top star değil... Yüzde yüz heyecan... Yüzde yüz spor... Yüzde yüz basketbol... İşte olay bu... Yayıncılık adına ATV ekranlarından taşan gerçek bu... Dolup taşan salonlar, çığ gibi büyüyen bir ilgi ve iş dünyasının dikkatini sahalardan salonlara çeken inanılmaz bir değişim. Kısacası, futbolla yatıp, futbolla kalkan otoritelere "Aaa bizim ülkemizde futboldan başka sporlar da varmış" diye parmak ısırtan bir televizyonculuk olayı bu. Üstelik, sıfır mâliyetle... Üstelik yüzde yüz kârlılıkla... Bana gelen bilgilere göre, ATV'nin, Basketbol Federasyonu ile yaptığı anlaşmada futbolda olduğu gibi "Naklen yayın için şu kadar ödeyeceksiniz" diye bir ön şart yok. Pekiyi ne var? Kârın paylaşımı var... Yani, naklen yayın sırasında reklamlardan sağlanacak gelirin yüzde 50'si televizyon kurumuna, yüzde 50'si basketbola... İki taraf arasında böyle bir anlaşma var. Bir TV kurumu için bundan daha güzel bir anlaşma olabilir mi? Düşünün... Hafif meşrep magazin programları yerine haftada iki saat olmak üzere bir sezon boyunca ortalama 70 saat haftanın en heyecanlı basket maçlarını canlı olarak ekrana getiriyorsunuz. Dikkat!.. Heyecan... Coşku... Sayı... Puan ve nefes nefese süren lig yarışı... Ne ararsanız var. Uzatmayalım... Sevgili arkadaşım ATV Genel Müdürü Mehmet Tezkan'ı yürekten kutluyorum. Basketbol adına bu ülkede bir zamanlar "Beyaz Gölge" dizisin yaptığı patlamayı bu yayınlarla tekrar başardığı için... Hedefi 12'den vurduğu için... "Ya reytingimiz düşerse" endişesi yüzünden spor yazarlığından gelme sevgili Fatih Altaylı'nın bile cesaret edemediği bir olayı gerçekleştirdiği için seni ve ekibini kutluyorum sevgili Tezkan... Başta sen olmak üzere, ATV Spor Müdürü sevgili Tosun Yavuz... Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen ATV Spor Servisi çalışanları, İHA'dan yetişme istihbarat şefi sevgili Birol Turan, yönetmen Hakan Yılmaz, muhabirler Selçuk Manav, Elvan Arat, kameramanlar Can Selçuk, Çetin Demirer, spiker Ali Şahin, arşiv sorumlusu Melih Erez ve pek tabii ki, Türkiye 1. Basketbol Ligi'ndeki maç naklen yayınlarına heyecanı, enerjisi ve sevgisiyle NBA coşkusu kazandıran, enfes sunum ve yorumlarıyla salonları doldurmayı başaran sevgili Murat Murathanoğlu ile İsmet Badem dostumu canı gönülden kutluyorum. Onların sayesinde salondan taşıp dalga dalga bütün Türkiye'ye yayılan basketbol sevgisi öyle bir boyuta geldi ki, bizim Kemal Belgin ustaya bile 60'ından sonra gazetecilik yaptırmaya başladı. İşte, olay bu... İşte televizyonculuk bu... İşte kendi gündemini oluşturmak ve kendi lokomotifini tesis etmek bu... Bir kere daha tebrikler sevgili Tezkan...