Şu işe bakın... Beşiktaş, Avrupa'da yeni bir sayfa açıyor... Şampiyonlar Ligi'nde deplasmandaki ilk galibiyetini alıyor. İlk defa bir İngiliz takımını yeniyor. Hem de Ruslar'ın petrol kralının oluk oluk para akıtarak kurduğu İngiliz takımı Chelsea'yi!.. Dünya tersine mi dönüyor ne diyeceğim ama hayır!.. Taşlar yerli yerine oturuyor... *** Şöyle gazetelere bir göz attım, televizyonlardaki yorumlara kulak kabarttım da, "Ahde vefa" dan eser göremedim... Söyleyin Allah aşkına, melekelerini mi kaybetti bu millet? Yoksa hafızasını mı yitirdi? Bu ülkeye zaferler kazandıran Fatih Terim'i iki maçta "yuhalar" olduk... Değerleri ayaklar altına aldık... Saygı ve sevgiyi unutuk... Ne oldu, bize böyle? Söyleyin... Chelsea'yi Londra'da kendi saha ve seyircisi önünde deviren o büyük Beşiktaş bir gecede mi doğdu? Büyük projelerin uygulayıcısı Serdar Bilgili nasıl başkan oldu? Yönetimi, futbolu, kadrosu ve ekonomisiyle gurur duyulan bugünkü Beşiktaş'ın temelinde yatan Avrupa'nın Kartal'ı olma hayalini kim kurdu? Bunun için kim çaba sarfetti? *** Beyler... Yaşayan efsane başkan Süleyman Seba ömrünün en olgun yıllarını bu ideale vakfetti... Gece gündüz, yağmur çamur demeden, "Köylü takımı" denilen Beşiktaş'ı, Avrupalılar'a Kartal kimliğinde sunmayı ne kadar çok arzuladıysa, o ölçüde hayal kırıklığına uğradı... Ama bir gün olsun yılmadı, elinde yetişen Serdar Bilgili'nin Londra'da yaşadığı büyük gecenin er ya da geç geleceğine olan inancını hiç yitirmeden Beşiktaş'ın Beşiktaşlılar'a sunacağı muhteşem zaferler için inanılmaz yatırımlar yaptı. ...Ve, bugün herkesin alkışladığı Beşiktaş doğdu. Nasıl mı; anlatalım... Beşiktaş'ı Şeref Stadı'nın çamur deryası zemininden, BJK Nevzat Demir Ümraniye Tesisleri'ne, yönetimi, Akaretler'deki mütevazî kulüp binasından plazalara taşımak... Beşiktaş'ı bir dünya markası yapacak yönetim zihniyetini tesis edecek başkanları, kadroları bulup yetiştirmek... "Öze dönüş" projesiyle, Metin, Ali, Feyyaz, Rıza ve Ziyalar'dan sonra Sergen gibi dünya starlarını, kendi bünyesinden yetiştirecek yönetim geleneği oturtmak hep Seba başkanın düşüydü. *** Ne mutlu ki, Seba başkan çok az insana nasip olan, sağlığında hayallerinin gerçeğe dönüştüğünü gördü. Ama, bu ülke efsane başkanın Chelsea maçını nasıl bir zevk ve heyecan yumağı içinde izlediğini ne yazık ki göremediği gibi, böyle güzel bir timsali genç beyinlere sunamadı. Başkan Bilgili de dahil herkes o anın içinde zafer sarhoşu olup, dünü unutuverdi. Yazık... Geçmişini bilmeyen bugününü anlayabilir mi, yarına umutlar taşıyabilir mi? *** Beyler Süleyman Seba, Şenes Erzik gibi, Prof. Dr. Ali Uras gibi bu ülkede kulüp olmanın temelini atan yöneticidir... Hasan Arat, Nevzat Demir, İhsan Kalkavan gibi güçlü isimlerle, sevgili başkan Serdar Bilgili'yi sürekli rekabet ortamında daima zinde ve daima dingin kılacak mega düşüncelere mecbur eden organizasyonu sağlayan yöneticidir o... Dahası, başarı için hiç komplekse kapılmadan F.Bahçeli dostlarından gelecek bir teklife bile kucak açıp, fırsat ve destek veren mükemmel bir insandır, Seba başkan! Serdar Bilgili de dahil, var mı bunun aksini söyleyebilecek olan! *** Evet beyler... Serdar Bilgili, Beşiktaş'a koyu bir F.Bahçeli olan Abdullah Acar'ın teklifiyle Süleyman Seba tarafından kazandırılmıştır... Ama Bilgili, Beşiktaş'taki en mutlu gecesinde "Bu zaferi Seba başkana armağan ediyorum!" diyebilecek vefayı ne yazık ki gösterememiştir. Kim bilir, belki de bunun için daha anlamlı bir günü bekliyordur... Eğer böyleyse kendisinden özür dileriz... *** Unutulmamalı ki, bir ekibi, bir takımı "Avrupa'nın Kartal'ı yapmak" sevgi ve saygıdan geçer. Öyle değil mi, sevgili başkan?