Günlerdir, "İngiltere'ye 10. milli maçta da gol atamadık" diye dövünüp duruyoruz! Dövünmek yerine "İngiltere'ye gol atacak duruma neden gelemedik?" sorusunu kendi kendimize niçin sormuyoruz? *** Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde Chelsea, G.Birliği, UEFA Kupası'nda Blackburn Rovers'a Türk futbolunun gerçek gücünün ne olduğunu gösterdi. Ama, o İngilizler'e karşı Milli Takım düzeyinde hâlâ siftahımız yok... Çünkü... Hâlâ korkular içinde yaşıyoruz... Hâlâ sinirlerimiz gereksiz yere boşalıyor... Hâlâ pireyi deve yapmaya devam ediyoruz... ...Ve ne yazık ki, bu yanlışları üreten o kafa kendini başka başka kulvarlarda da gösteriyor. *** UEFA Kupası'nda firesiz dörtte dört yola devam varken... O kafanın üretiği paranoyalar yüzünden yüzde elli fire verdik... Koskoca Trabzonspor'a bakın... İspanya'da Villarreal'a kafa tutan Trabzonspor'a... Bu takım, ilk maçtaki 0-0'lık avantaja rağmen evinde turu nasıl kaybediyor bir bakın... Pisi pisine yenilen gollerle... "Yeniden şahlanıyor!" denilen o Trabzonspor öyle basit goller yiyor ki, pes doğrusu... Buna rağmen maçı 2-0'dan 2-2'ye getiriyor. Ama sonunu getiremiyor ve eleniyor. Bu durum kabul edilebilir mi? Elbette edilemez ama bu sadece bordo - mavili formayı giyip, o maçı oynayanların kusuru değil... Dönün maçın öncesine... Bakın tribünlere... Avni Aker'deki efsaneden geriye terk edilmiş bir takım ve taht kavgasına düşen insanlar kalmış... UEFA Kupası'ndaki "tur"dan çok, "başkanlık yarışı" konuşuluyor. ...Ve, böyle bir ortamda sevgili Samet Aybaba, "Tur istiyorum!" diyor... İstemekle olmuyor işte, Aybaba... *** Malatyaspor'un durumu daha da farklı... Onlar, camia olarak kenetlemeyi başarmışlar... İlk maçtaki 2-0'lık yenilgiye rağmen "tur" umutlarını kaybetmemişler... Nitekim, Turkcell'in ödül gecesinde görüştüğümüz Ziya Doğan hoca bu durumu, "Henüz her şey bitmedi... Biz Basel'i İsviçre'de yenebiliriz. Bize lâzım olan iki golü atar, maçı uzatmaya götürürüz" demişti... Dediğini de yaptı... Ama uzatmayı kurtaramadı... Çünkü, Ziya hoca ve talebelerinin hayâl gücü oraya kadardı... Prestiji kurtarmaktı sarı - kırmızılıların amacı... Kurtardılar da... Ama tur gitti... Oysa bu, o kadar da kolaylaşmıştı ki... Ama dedik ya, o kafa daha ilk maçta "Malatyaspor'a elenmiş takım" muamelesi yaparak güzelliklerin yaşanmasını engelledi... Yazık... *** Gel de yanma arkadaş! Korkusunu yenemeyen... Hayal gücüne sınırlar ören... Sahip olduğu gücün ne farkına varabilen ne de kullanabilen o kafalar, ne yazık ki her yerde... Kulüplerde, medyada, toplumun her kesiminde... Bu ülkeye kazanabileceği turları kaybettirme yarışında baş tutuyor o kafalar. ...Ve bu yüzden sonuçları değil, başlangıçları değiştirecek düşünceler üretilemiyor bu ülkede... *** Medyadan ilgi ve destek görmeseler de bu durumu aşabilen iki güzel örnek G.Antepspor ve G.Birliği... Her iki camiayı da yürekten kutluyorum... Yolunuz açık olsun Ersun Yanal ve Nurullah Sağlam hocalarım... Bu ülke, kadehlerde yorulan değil, aydınlık zinde kafalarla yol alacaktır... Sizleri dinginliğiniz için alkışlıyorum...