Mustafa Denizli yönetimindeki Galatasaray'ın 11 puanlık farkı kapatarak ipi göğüslemesi mümkün mü, hayır bu şimdilik imkânsız.
Bu lig sürpriz yapar mı? Başka bir ifadeyle Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi sollayacak takım çıkabilir mi? Zor dostum zor, hem de çok zor.
Neden?
Gelelim en çok merak edilen soruya:
Şampiyon kim olacak?
Beşiktaş mı, Fenerbahçe mi, yoksa Galatasaray mı?..
Mustafa Denizli yönetimindeki Galatasaray'ın 11 puanlık farkı kapatarak ipi göğüslemesi mümkün mü, hayır bu şimdilik imkânsız.
Her ne kadar Mustafa Denizli, "Nisanı bekleyin" dese de Galatasaray'ın şampiyon olma ihtimali kanaatimce kışın ortasında dut ağacının dut vermesi gibi bir durum.
Düşünün; 17 maçta Fenerbahçe sadece 1 maç kaybetmiş. Beşiktaş ise bu süreçte sadece 2 maç kaybetmiş. Yani, bu iki takımın birden ikinci yarıda 4 maç kaybetmesi gerekecek. Bu mümkün mü, diyelim mümkün. Peki Galatasaray'ın ikinci yarıyı hiç puan kaybetmeden kapaması ve bu iki takımı da geçmesi mümkün mü?
Beşiktaş'ın en büyük rakibi, hiç tartışmasız Fenerbahçe. Niye?
İstekli, tempolu, hırslı Fenerbahçe artık sahne almaya başladı ondan. Dahası bu Fenerbahçe, Vitor Pereira'nın hedeflediği o göz kamaştıran takım seviyesine hâlâ gelebilmiş değil.
Başkan Aziz Yıldırım'ın ise en büyük arzusu ise sezonu şampiyon tamamlamak. Bunun için Portekizli teknik adamın elini güçlendirmek adına ne lazımsa yapacak.
Peki, Fenerbahçe'nin neye ihtiyacı var?
İki tip oyuncuya; birincisi Alex kalitesinde bir 10 numaraya ihtiyaç var. Portekizli teknik adamın bütün oyun plânını üstüne kurduğu Diego'ya da alternatif olabilecek bir karakter olmalı bu.
Kimse, Alper Potuk, Ozan Tufan, Markovic, Meireless, Volkan Şen ya da Nani örneklerini vermesin.
Bu isimlerin hiçbiri ama hiçbiri Pereira'nın kafasındaki 10 numara tarifine uygun değil!
Çünkü Fenerbahçe'nin bugünkü oyun düzeninde Diego'nun alternatifi yok. Kabul etmek gerekir ki Diego, ofansta etkili, pas dağıtımı trafiğinde dengeli ve oyunun yönünü değiştirerek kanatları daha hareketli ve verimli kullanmakta çok usta bir yetenek.
Gerçi Ozan Tufan oyunu iki yönüyle oynayan Türkiye'nin en yetenekli oyuncusu. Ama bu genç yeteneğin öz güvenden kaynaklı zaafları var ki, en önemlisi oldukça fazla pas hatası yapıyor olması.
Diğeri ise oynadığında takıma katkı sağlayan ve kenarda tutulduğunda ise sorun üretmeyen güçlü bir yardımcı forvete ihtiyaç var...
Diyeceksiniz ki; Fernandao ve Pierre van Persie'ye rağmen mi, evet!
Çünkü takım içinde böyle biri yok.
Gelelim Fenerbahçe’nin avantajlarına.
Kadrosunun lig, kupa ve Avrupa'yı taşıyabilecek kalitede geniş ve zengin olması.
Kalesinde Volkan Demirel gibi büyük bir tecrübenin bulunması. Ki, Volkan Demirel, lider karakteri ile sadece bir kaleci olmanın çok ötesinde takımını rahatlatan ve önündeki savunmaya büyük güven veren bir isim.
Yine ön liberoda Mehmet Topal gibi değişmeyen istikrarlı bir oyuncunun olması da ayrı bir avantaj.
Güçlü bir yönetim, Kadıköy etkisi ve takımını içerde dışarda yalnız bırakmayan bir taraftar kitlesi ile Fenerbahçe, Beşiktaş'ı şampiyonluk yolunda zorlayabilecek en güçlü takım.
YARIN: Beşiktaş'ın avantajları ve dezavantajları