Ağıtlar yakılıyor, "Vah benim G.Sarayım vah!" Sanırsınız ki koca kulüp sahipsiz kaldı da kayyuma teslim edilecek. Yok öyle şey efendiler! G.Saray zor şartlarda bile küllerinden tekrar doğacak kadar köklü bir kulüptür. Ama gelinen noktada arabeskçilere fırsat doğmuştur. Buna sebep de G.Saray yönetenlerdir. Sen git Avrupa'yı titret... İngiliz'i, İtalyan'ı, İspanyol'u sıraya diz... UEFA ve Süper Kupa'yı müzene götür. Ama? Bu unvanların avantajlarını ekonomik kazanca dönüştüremeyi başarama... Kasanı dolduracağın yerde tam takır, kuru bakır bırak. Zenginliklerini yok et. Şirket kur, başkalarına devret. Borcu 142 trilyon liraya yükselt. Buna karşılık gelir kalemleri erit. Kaliteli futbolcu topluluğundan geriye yenetek ve güvenlerini yitirmiş insanlar bırak. Özetle; G.Saraylı düğün bayram edeceği yerde dizlerini dövsün! ..Ve, bunlara sebep olanlar "kurtarıcı" diye yeniden ortaya çıksın. İşte işin acı tarafı bu! Daha acısı mı? G.Saraylılık adına attı mı mangalda kül bırakmayan Galatasaray Lisesi mezunları. Neredeler onlar? Yoklar!.. Çünkü, liseliler görev almak için güllük gülistanlık bir G.Saray bekliyorlar. Eee... Bu durumda yeniden görev almak için ortaya çıkan başkan Özhan Canaydın ve Mehmet Cansun'u cesaretlerinden, Turgay Kıran ile Yılmaz Toköz'ü de son ana kadar yarışa renk katacakları için kutluyorum. Ama, "Yetki" söz konusu olunca içimden "Bir dönem daha Canaydın" demek geliyor. Yapma Mehmet başkan Futbolumuz; Ersun Yanal ve Ziya Doğan gibi Türk teknik adamların omuzlarında yükseliyor. Ama yine de birileri komşunun tavuğunu kaz gibi görmeye bayılıyor. Neymiş efendim, G.Saray'ın başkan adayı sayın Mehmet Cansun kulübün 100. yılında takımın başına bir yabancı teknik adam getirmek mecburiyetindeymiş. Mehmet başkanın amacı yabancı hoca ile dünyaya heyecan vermekmiş! Yapma Mehmet başkan!.. G.Saray; UEFA Şampiyonu olurken takımın başında yabancı hoca mı vardı? G.Saray'ın Fatih Terim yönetiminde ulaştığı UEFA Şampiyonluğu takımın başında Türk teknik adam var diye yoksa dünyayı heyecanlandırmadı mı? Kuş mu konduruyorlar? Milli Takım Menajeri Can Çabanoğlu'nun geçen hafta seslendirdiği Milli Takım'ın başına Scolari'yi getirme fikrinin arkasındaki kişi, böyle bir düşünce için kamuoyunun tepkisini ölçmek isteyen Haluk Ulusoy'muş. Gerçi, Can bunu yalanladı. Ama Milli Takımlar Sorumlusu Selami Özdemir, Can'ın çabasının G.Saray için olduğunu söyledi. Bir başka kaynak ise, ''Haluk başkan yeni dönemde Milli Takım'ı 2006'ya götürebilecek bir teknik ekiple çalışmak istiyor. Şu andaki ekip o güveni başkana veremedi. Bu yüzden başkan yabancı da dahil her türlü ihtimali değerlendiriyor'' diyor. Başkanın Şenol hocayla Pazar günü görüşeceğini hatırlattığımızda ise aynı kişi gülüyor ve diyor ki; ''O gün Şenol hocanın en zor günü olacak. Çünkü başkan, hocadan iki yardımcısını da değiştirmesini isteyecek. Yani Güneş, Ünal Karaman ile Mehmet Kulaksızoğlu'nu feda ederse görevde kalma şansı doğacak. Ama onun da garantisi yok!'' diyor. Yani sizin anlayacağınız durum karışık... Umut ise G.Birliği'ne Türkiye Kupası ve UEFA'da tur üstüne tur atlatan Ersun Yanal veya Ziya Doğan ya da Raşit Çetiner, Samet Aybaba değil de ille de bir yabancı. Sanki yabancılar kuş konduruyor. Sanki Beşiktaş Lucescu, F.Bahçe de Daum ile Avrupa'yı fethettiler. Kayacan ve haber fotoğrafı Bir dönem için ümitsizliğe kapılmıştım. "Acaba" diyordum, "İkitelli Medyası, Bab-ı Ali'deki foto muhabirliği müessesesini öldürdü mü?" Endişem Hüseyin Kırcalı, Arif Işıldıyan, İlyas Namoğlu, Oktay İyibar, Yılmaz Canel, Ender Erkek, Güven Kuyumlu, Yaşar Saygı, Hüseyin Sarıuçak, Haluk Sarıuçak, Mehmet Akgüneş ve Hasan Onuker gibi tek karede haberi özetleyen ekol olmuş foto muhabirlerinin devamının gelmeyecek olmasından kaynaklanıyordu. Fakat Ahmet Bilici, Vedat Danacı, Vahap Hacıoğlu ve Aykut Akıcı gibi kıymetli imzalar, ümitsizliğimi, ümide dönüştürdüler. Mimiklerde, olayı anlatma çabasının yanı sıra her kareye bir sanat eseri havası veren bu meslektaşlarım İkitelli Medyası'nda da fotomuhabirliğinin hâlâ geçerli meslek olduğunu ortaya koydular. Onları Mustafa Karagöl, Halit Kayacan, Bilgehan Can ve Ali Can takip ettiler. Bilhassa, meslekte ilk temel eğitimini Türkiye gazetesinde alan Halit Kayacan, biraz daha öne çıktı... Özellikle, onun Turkcell'in fotoğraf yarışmasına gönderdiği "G.Saray ruhunu arıyor" rumuzlu fotoğraf, bir efsanenin hikayesinin özeti gibiydi. Tebrikler Halit... Vatan gazetesindeki meslektaşlarını da gururlandıran başarıların hep kalıcı olsun. Daum, Lucescu olursa Trabzon da... F.Bahçe'nin Türkiye Kupası'ndan elenmesi ligin zirvesine nasıl yansır? Acaba, kupa finalisti Trabzonspor ligde de aradan sıyrılıp şampiyon olabilir mi? Şimdi bu hipotezler sıklıkla konuşulmaya başlandı. Pekii Trabzonspor için böyle bir ihtimal mümkün mü? Elbette, üç puanlı ligde bu mümkün. Hele önümüzde bir de Beşiktaş örneği varken, bu ligde olmaz olmaz! Siyah-beyazlı kulüp nasıl ki hocası Lucescu'nun yanlış söylem ve yöntemleriyle ikinci yarı ile birlikte 11 puanlık krediyi tüketip bir de geriye düşmüşse, bu ihtimal hep sözkonusudur. Lucescu'nun yanlışlarını Daum da yaparsa tabii... MIHLAMA Kaçan fırsatlar bir daha yakalanabilir ama kaybedilen zaman asla geri gelmez.