Beşiktaş’a Şenol Güneş’in sihirli elinin dokunduğu o kadar belli ki, bu siyah beyazlı camiaya gelecek adına güven ve umut aşılayan şahane bir dönemi başlattı. Tebrikler.
Josef, Ghezzal ve Rosier yok ama taş gibi bir Beşiktaş var sahada. Sanki Premier Lig takımı gibi tempolu, coşkulu, istekli, dahası seyir keyfi veriyor. Hem de Selçuk İnan ile futbolunu geliştirip, hücum gücünü yükselten Kasımpaşa karşısında.
Şöyle ki kalesi güven veriyor, orta sahası canlı, dinamik ve etkili, forvetleri gol üretiyor. Özetle, tecrübeli teknik adamın etkili dokunuşları sayesinde Kartal hızlı yükseliş yanında büyük kazanımlar da elde etti. Bu çok mühim.
Nihayet Beşiktaş müthiş bir kaleciye kavuştu, Güneş’in dokunuşu sayesinde. Panter gibiydi Mert, hatasız oynadı. Kasımpaşa’nın üç net gol pozisyonunu kurtardığı yetmezmiş gibi Higuita tarzı çıkışlarıyla da oyuna müdahale edip takımını rahatlatarak maçın yıldızı oldu.
Bitti mi, hayır. Hani gözden çıkarılan Masuaku vardı ya onu savunmaya yerleştirip takımın gücüne güç kattı. N’Koudou’nun o inanılmaz pas hataları olmasa daha çok gol ve pozisyon üretirdi Beşiktaş. Güneş’in asıl önemli dokunuşu ise Redmond’u 10 numarada, Cenk’i sağda oynatmasıydı. Böylece Cenk de Weghorts da gol üretti.
Liderle arasındaki puan farkını 7’ye indiren Beşiktaş’ı şampiyonluk yarışının iddialıları arasına katar mı, bugün sorulması gereken asıl soru bu. Selçuk İnan ile ilgili “Altyapılarda pişse daha iyi olurdu” gibilerden bir dizi anlamsız tartışma başlatanlara da bir cümle edeyim. Bu görüşe katılmam mümkün değil. Kasımpaşa’nın Ahmet Engin, M.Ben Quannes, Fall, Eyyseric ile oyun ve hücum gücü ne kadar yüksek bir takım olduğuna dikkat ettiniz mi?
MAÇIN ADAMI: Mert Günok
