Bir Kral düşünün

A -
A +

Bir Kral düşünün... Zirvelerde dolaşmış ve başarıların en anlamlısını yaşamış olsun! Ama küçük bir kesim tarafından da olsa takdir edilmemiş olsun. Bir Kral düşünün... Zamana meydan okumuş olsun, 13 yıldan beri ayakta kalabilsin. Ama, o küçük kesimin sürekli belden aşağı saldırılarına hedef olsun. Bir Kral düşünün... Kupalar kaldırmış, herkesi heyecana, coşkuya boğmuş olsun. Ama kendi yönetimi tarafından takdir edilmemiş ve "paracı" diye aslanların önüne atılmış olsun. Bir Kral düşünün... Adını ilklere yazdırmış! Ülkesine en büyük gururları yaşatmış olsun. Aynı ülkenin insanları tarafından neredeyse koro halinde, "Bırak git!" nidalarıyla karşılansın. Siz, böyle bir Kral'ın yerinde olsanız ne yaparsınız? Ülkem için, halkım için mücadele devam mı dersiniz... Yoksa? Aynaya bakıp, kendi kendiyle kavga eden... Sürekli mutsuzlukla beslenen... Takdir hisleriyle değil, öfke, kıskançlık ve kin dolu... Ne narsist ne de sadist... Açıkça, ne olduğu belirsiz bir kesimin oluşturduğu suni gündeme takılan kalabalığa bakıp, "Değmezmiş" der çekip, gider misiniz? Maalesef!... Kral Hakan Şükür'ün bu ülkede düştüğü durum bu!... Ama? Unutmamalı ki, Krallar ayakta ölür!... Bir iki karşıt istedi diye, jübile yapmaz! Bir iki, baş olmuş ayak istedi diye, Milli Takım'ı da futbolu da bırakmaz!... Ama her şeyin bir ömrü olduğu gibi, futbolcunun da bir ömrü vardır. O son ise bir Kral'a yarışan son olmalıdır. Bu, 2008 finalleri olmalıdır! Haydi, Kral göster kendini... Uğur'u kim yedi? Kayseri Erciyes'i, 2. Lig'de şampiyon yapıp, Süper Lig'e taşıyan... Sonra, bu kulüben adı değiştirilip Kayserispor yapıldıktan sonra üvey evlat muamelesi yapılan ikinci takım K.Erciyes'i alıp, onu da Süper Lig'e taşıyan bir adam... Bitmedi, geçen yıl bu haftalarda o takımı ligin ilk 5 takımı arasında, F.Bahçe, G.Saray, Beşiktaş ve Trabzonspor ile yarıştıran bir teknik adamı, yani Mustafa Uğur'u yediler... Kimler mi, Kayseriler değil... Onlar, bu oyunlar yüzünden futboldan soğudular... Tarihinde ilk defa UEFA Kupası'na kalmış olan Kayserispor'u bile desteklemediler. Onlar, "Ne hali varsa görsün" diye terk ettiler, iki takımı da... O halde, kim yedi Mustafa Uğur'u... K.Erciyes'teki Cenk'in başını çektiği futbolcular mı, değil... Kayseri kulüplerinin onursal başkanı Mehmet Özhaseki mi, o da değil... O halde kim? Sıkı durun, ama isim vermeyeceğim size... Şimdilik sadece ipuçlarını veriyorum. Bir, Kayserili olmayan biri... İki, yönetimin içindeki biri... Üç, K.Erciyes'i, F.Bahçe'nin eski yöneticilerinden Sadettin Saran'a pazarlamaya çalışan biri. Şimdilik bu kadar! Akgünler çoğalmalı İngiliz spor yazarı Simon Kuper diyor ki: "Futbol asla sadece futbol değildir!" Maalesef günümüzde futbol kirlenmiştir. Şike, şaibe ya da mafya gibi illegal güçler değil, sözünü ettiğimiz kirlilik... Kirlilik, bir oyun olan ve o çocuksu saf duyguların coşkusunu yaşayan futbol, bugün, sanayinin, teknolojinin, spor tıbbındaki performans artırıcı çabaların ve "sponsor" adındaki çok uluslu şirketlerin ve iddia kurumlarının hücumları altında robotik bir oyun halini almıştır. İşin keyfi, heyecanı kaçmış, adeta vampirleşen bir ruh hali futbolu çepe çevre kuşatmıştır. İşte böyle bir ortamda, hep perdenin gerisinde kalmaya özen göstermiş, mütevazı bir spor adamı, bir akademisyen, bir ressam, bir eğitimci, bir hakem ve futbol hakem gözlemcisi, futbolda kaybolan o saf, tertemiz duyguları ebru sanatımız başta olmak üzere, yağlıboya resimler ve rölyef; bakır - aleminyum kabartma eserlere taşımış... Bu eserlerin toplandığı sekiz sergi, ABD'nin çeşitli eyaletlerinde olduğu gibi, Polonya'da sergilenmiş ve üç eseri, 2006 yılı 13. Devlet Türk Süsleme Sanatları Yarışması'nda sergilenmeye değer bulunmuştur. Kim mi bu şahsiyet? Futbol Federasyonu gözlemcisi ve Ankara Gölbaşı İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Akgün. O diyor ki, "Sanat ve spor, sevgi ve saygı içiçe olmadığı sürece futbolun da sporun da tadına varılamaz!" Sağolasın Ahmet Hoca.. Ne kötü futbol Macaristan maçı bitti, Moldova maçına saatler kaldı. Ama, bizim medyada o maçın tartışması hâlâ bitmedi. Önemli bir kesim ellerinden gelse, Fatih Terim ve Ay-yıldızlı ekipte yer alanları, "Macaristan'ı niye 1-0 yendiniz?" diye dövecekler. Onlara göre, Türkiye en rezil futbolu oynamış... Onlara göre, Macaristan tükenmiş bir futbol ülkesiymiş... Onlara göre, sonuç iyi ama futbol bir rezaletmiş! İnsaf yahu!.. Bu nasıl göz, vicdan? Bu nasıl değerlendirme? Bu ne rezalet bir yorum? İki maç 6 puan... Üstelik hiç gol yemeden 3 gol atmışın, ne olur bir takdir edin lütfen... Korkmayın bir şey kaybetmezsiniz, ne güzel olmuş derseniz!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.