Brezilya, Brezilyadır

Yıldızlar vardır yeri göğü aydınlatır... Futbolcular vardır, maçı, oyunu, skoru değiştirir. Takımlar vardır, isimleri futbollarının önünde gider. Herkes onlardan "şov, gol ve futbol" bekler. İşte Brezilya, beklentileri yüksek tutan böyle bir takımdır; müzesine taşıdığı kupalar, Cafu, R.Carlos, Emerson, Ronaldo, Kaka, Ronaldinho ve Adrinao gibi paha biçilemeyen yıldızlar ve suyun şıkırtısına "Samba" yapan ateşli taraftarlarıyla! Fakat, Guus Hiddink'in Avustralyası'nın "Sambacılar"a bir itirazı vardı... "Devir Samba değil, ağır ve oturaklı olma zamanı" dercesine bir itirazdı bu... Tam 45 dakika sürdü. Ronaldo'ya Kaka'ya kilit vuruldu, Emerton, Chipperfield, Grella, Cahill ve Sterjovski alan daraltıp, Brezilya'ydan daha fazla top çeviren takım olma arzusuyla, dişe diş, kora kor bir şekilde mücadele ettiler. Hele Bresciano'nun Dida'da kalan volesi ve direklerden dönen vuruşlar, müthişti. Ama değişmez gerçek şunu söylüyordu... Siz, ne kadar sıkarsanız sıkın... Ne kadar alan daraltırsanız daraltın. Ne kadar baskı kurarsanız kurun... Brezilya Brezilyadır... ..ve iğne deliğiden top geçirme becerisine sahip sihirbazlarıyla istediğini alacak güçtedir. Nitekim dün gece de bu güç Münih'te bir kere daha kendini gösterdi. Ronaldinho'nun hazırladığı, Ronaldo'nun asistliğini yaptığı ve Adriano'nun fırsatçılığı ile perdeyi açan Samba gösterisi Fred ile tamamlandı. İşte olay budur... İşte futbol ve büyüklük budur... Riske girmeden istediğini almaktır. Brezilya'nın tecrübeli hocası Carlos Alberto Parreira da bu oyunun ustasıdır. Var mı aksini söyleyecek olan!