Geçen sezon son anda kaçan şampiyonluğu hâlâ unutamayan F.Bahçe için Denizlispor maçı elbete önemliydi. Ancak Beşiktaş'ın Sivas'ta son dakika golüyle kazanması, bu maçın önemini daha bir artırdı. Fakat bir bilmece gibi başladı gece, "Çekilir mi, çekilmez mi?" Güvenç Kurtar yönetimindeki Denizlispor aslında mukavemet gücü yüksek, iyi defans yapan bir takımdı. Ancak bir gerçek vardı ki, takımın bütün ritmini veren kaptan Yusuf. O, oynarsa Denizlispor oynuyor, o durursa duruyordu. Böyle bir rakip karşısında F.Bahçe sahada iyi organize olmuştu. Savunmada dikkatli, orta alanda çabuk ve ayağa etkili paslar yapıyordu. Ancak gol bölgesinde, Kezman tek başınaydı ve hiçbir varlık gösteremiyordu. Kanatlardan Tuncay ve Tümer ile orta sahanın ortasından Alex'in bu bölgeye takviyesi ise başlangıçta çok yerinde görünmesine rağmen, ilerleyen dakikalarda bu defa ya kanat hücumlarında aksamalara yol açtı, ya da Tümer'in bulunduğu bölgeye sıkışan oyun ile F.Bahçe'yi kilitleyip tuttu. Şüphesiz, sahanın en gergin ismi, Beşiktaş maçı sonrası, "Ben temiz geçmişimle böyle kirli bir lig görmedim" diyen Zico'ydu. Kariyerini kurtarmak adına Brezilyalı teknik adam dün kenardan bas bas bağırdı durdu. "Şuutttt! Şut..." Kulağımıza kadar gelen bu çığlıklar, F.Bahçe'yi ilk 15 dakikada yüksek şut yüzdesiyle oynayan bir takım hüviyetine soktu. Belli ki, Denizlispor'un oyun karakteri düşünülerek idmanlarda özel olarak çalışılmış olan bu deneme henüz meleke kazanmamış olmalıydı ki, bu şut girişimleri; Kezman, Tuncay ve Deniz'in 5 denemesiyle kesildi. Oysa bu şutlar, gerçekten önemliydi. Nitekim etkisi de savunma oyuncusu Erman'ın hatasında Alex'in kazandığı ve kaleciyle karşı karşıya kaldığında direkten dönen plasesi kadar etkili oldu. Neyse... Üst üste kaçan pozisyonlardan sonra F.Bahçeliler haklı olarak, "Yoksa yine hüsranları mı oynayacağız?" diye korku dolu bir yürekle söylenmeye başlamıştı ki, F.Bahçeliler farklı bir arayışa girdi. Nitekim, sanki giyotinin üstünde dans eden bir cambaz gibi çırpınıp duran Zico savunmacılarına "Geriden forvete uzun toplar atın" diye talimatlar yağdırmaya başladı. Brezilyalı teknik adamın çığlıklarını Serkan duydu mu yoksa içinden mi öyle geldi bilemem ama geriden Denizlispor ceza sahasına öyle nefis bir orta yaptı ki, o kadar olur. Aferin Serkan. Nitekim o topa yetişen Alex'e golü atmak için sadece vuruşu tamamlamak kaldı.O da üstüne düşeni yaptı ve F.Bahçe'yi rahatlatan golü attı. Buna ikinci yarıda Erman'ın Kezman'ı düşürmesiyle kazanılan bir de penaltı golü ekleyen Alex gecenin adamı oldu. *** Sonuç olarak Türkiye Kupası sonrası moral çöküntüsüne giren ve ligden çekilme tehditlerinde bulunan F.Bahçe'nin blöfü dün Denizlispor maçıyla son buldu. Ama bir gerçek var ki, lige dönen F.Bahçe dün geceki futboluyla İnönü'deki Beşiktaş maçı öncesi sarı-lacivertli camiaya hiç mi hiç güven vermedi. Neden mi? İşte Yusuf'un ustalık dolu çalımlarıyla olgunlaşan pozisyonda Adriano'nun attığı kafa ve ardından Fatih Yiğen'in golleri. Şimdi size soruyorum. O golleri görüp de bu kadar kolay pozisyon veren ve bu kadar hayati bir maçta kaybettiği puanlarla, bu futbolla, çekilir mi çekilmez mi?